Etkili iletişim ve beden dili konusunda sunum yaparken birçok iletişim teknik ve taktiğini dinleyicilerle paylaşıyordum.

Bir taraftan da karşılaştığım sorunları bu tekniklerle nasıl aştığımı anlatıyordum. Derken bir katılımcı şöyle bir soru sordu: "Hocam, peki bu teknikleri kullanırken samimi misiniz?" Yani bu teknikleri kullanırken doğal mıydım? Yoksa yapmacık mı? Bu soruyu cevaplamak için seminerin başında anlattığım bir konuyu yeniden hatırlattım.

Kafatasımızın içinden dünyaya baktığımızda, iyi bir çevre görmek için hevesli ve istekli olmak gerekiyor. Dünyanın iyi yönlerini keşfetmek oldukça kolay. Yaşamımızda şükredecek neler var diye bakıyoruz. Herkesin hayatında şükredecekler farklıdır; ama bazı temel şeyler de aynıdır. Örneğin, Türkiye'de benim en çok şükrettiğim şeylerden biri ülkemizin savaş içinde ya da bir deprem tecrübe ediyor olmamasıdır. Bu şekilde dünyaya baktığımızda şükredecek çok ama çok şey var. ?ükür çabası, çok ilginç bir şekilde bir tür akıl süpürgesi gibi, kafanın içini temizliyor ve bizi olumlu olanlara odaklıyor. Zihnimizde ve kalbimizde durulaşmayı başarırsak, bu durulaşmayı bedenimiz ve sözlerimiz takip ediyor. Diğer bir ifadeyle yüreği güzelleşenin, davranışları da güzelleşiyor. Aynı zamanda bunun tersi de geçerli, yüreği ve düşünceleri bulanıklaşanın, davranışları da çirkinleşiyor.

Gerçekten zeki ve problem çözücü insanlar tanıyorum. Ama gözler hep şikâyet edecek konuları aradığında zeki ve problem çözücü insanlar da sıkıntı içine giriyor. Zekâları ve problem çözme becerileri onları bu sıkıntıdan kurtarmıyor. Üstelik şikâyetçi tutumları, en yakınlarını da olumsuz etkiliyor; onların da enerjilerini tüketiyor.

Dolayısıyla insanın bir numaralı önceliği, yüreğini temizlemek, düşüncelerini durulaştırmaktır. Güzel sözler ve doğru jestler, duru düşüncelerin izinden gider. "İnsanlar hakkında önyargılı olmayın" derim; ama benim insanlar ve olaylar hakkında bir önyargım var. Karşılaştığım ve karşılaşacağım her insanın iyi bir insan olduğunu kabul etmek gibi bir tutumum var. Yani karşılaştığım kişi bir katil dahi olsa, ilk önce onu iyi bir insan olarak kafamda konumlandırırım. Hatta çok çıkarcı olduğu anlaşılan birini dahi ilk görüşte olumlu bir şekilde sınıflamaya çalışırım. Kati bir delil olmadıkça da kimseyi bir sıfatla mahkum etmem. Yakınlarım böyle davranırlarsa da delil olmadan infaz etmelerinin doğru olmadığını belirtirim.

Bir sorunla karşılaştığımda, düşüncelerim duru olduğu için yine olumlu bir ruh halindeyimdir. Profesyonel iletişim teknikleri konusunda uzman olduğum için de, o teknikleri kullanarak sorunumu çözerim. Katılımcının sorusuna gelince, iletişim teknik ve taktiklerini kullanırken samimi olmanın yolu, baştan sizin dünyayı olumlu bir bakış açısıyla görmenizdir. Pozitif önyargı insanı gerçekten rahatlatıyor ve yol aldırıyor.

Bu arada pozitif önyargı, tedbirsiz olmak, insanın kendini korumaması anlamına gelmiyor. Pozitif önyargı, her şeye rağmen olumlu bakış açınızı ve enerjinizi koruyarak keyifle yaşamanız; yaşamınızdan zevk alacak ilişkiler kurabilme fırsatını elinde tutabilmeniz anlamına geliyor.