Düşünceler eylemleri eylemlerde sonuçları doğurur. Davranış önce düşüncede başlar sonra eyleme dönüşür. Bu nedenle olumlu düşünen bireyler davranışlarında başarılı olma ihtimalleri her zaman daha yüksektir. Çünkü başarının temelinde bireyin kendine güvenmesi, yapabileceğine inanması yatar. Kendisine güvenen birey her zaman daha rahat ve doğru adımlar atar. Çünkü yapabileceğinden kuşku duymaz. Ancak pozitif düşünceye sahip olmayan yani başaramayacağını düşünen ise hemen hata yapacağı kaygısına kapılır ve yapabileceği birçok şeyi bile gerçekleştiremez ve başarısız olur.

Pozitif düşünce olumlu sonuçların alınmasını sağlar. Yani, bir öğrenci: 'Ben fizik dersini öğrenemem.' düşüncesini benimsemişse en büyük engeli kendisi oluşturmuş demektir. İsterseniz bunu şöyle örneklendirelim. Herhangi bir dersi öğrenemeyeceğini düşünen bir öğrenci büyük ihtimalle o derse çalışsa bile başarılı olamaz. Öncelikle sorun o dersi çalışmaya başlamadan önce başlar. Öğrenci ders çalışma vakti geldiğinde kendini çalışmaya veremez. Çalışmaya başlama konusunda sorunlar yaşar. Kendisine bir sürü mazeretler üreterek bir türlü çalışmaya başlayamaz. Kendisine çeşitli uğraşılar bularak ders çalışmak için ayırdığı vakti doldurmaya başlar. Ve her türlü sorunu aşıp oflayarak puflayarak o dersi çalışmaya başlar. Ancak kendisini derse veremediği için sonuç bellidir: Başarısızlıktır. Eğer zihinde var olan negatif düşünceler ortadan kaldırılırsa bireyin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki hedefinin taşıdığı özellikler bireyin kendi özelliklerine uygun olsun.

Pozitif düşünce bireyin motivasyonunu artırır. Karşılaştığı sorunlar karşısında kişiye mücadele gücü kazandırır. Bir tren için lokomotif ne ise bir insan içinde pozitif düşünce odur. Olumlu düşünce kişinin tüm gücünü etkili bir şekille kullanmasını ve bunun sonucu olarak potansiyelini açığa çıkartmasını sağlar. Potansiyelinin farkında olan ve bunu gerektiği gibi kullanmasını başaran bireyler de her zaman başarıya daha yakındır.

Birey kendini olumlu düşünceyle beslemelidir. Çünkü kişi telkin yoluyla düşüncelerini etkileyerek önyargılarından kurtulup başarılı olabilir. Birey kendini olumlu veya olumsuz olarak kendini etkileyebilir. 'Ben yapamayacağım.', 'Ben öğrenemem' ifadeleri olumsuz sonuçlara ulaşılmasına neden olurken, 'Ben bu konuyu öğrenebilirim', 'Ben bu konuyu çalıştığım zaman anlayabilirim.' olumlu sonuçlara ulaşılmasını sağlar. Kanamalı ülserleri bir grup hasta üzerinde şöyle bir araştırma yapılmıştır. Önce hastalar birbirine eşit şekilde ikiye ayrılmıştır ve hastaların hastalık şiddeti mümkün olduğunda eşit düzeyde tutulmuştur. Doktorlar birinci kısımdaki hastalara yeni bir ilaç bulduklarını ve kanayan ülserlerine kesin çare olacağını, inandırıcı bir şekilde hastaya söylerler. İkinci kısımdaki hastalara ise, yeni bulunan bir ilacı denemek ve etkilerini görmek istediklerini belirtirler. Sonuçta ilk kısımdaki hastalarda % 79 oranında iyileşme görülür. İkinci kısımdakilerde ise iyileşme oranı % 25'te kalır. Yukarıya aldığım araştırma, aynı zamanda dıştan yapılan telkinlere bir örnektir. Belki kişinin kendi kendine söylemesinden daha etkilidir.

Olumlu düşünce kişiyi hedeflerine çalışma noktasında ateşler. Edison olumlu düşünce sayesinde başarıyı yakalamıştır. Yaptığı yüzlerce deney sonucunda başarısız olmuştur. Ancak hiçbir zaman başarısızlığı kabul etmemiştir. Çünkü başarıya ulaşmanın yolu yaşanan başarısızlıkları telafi etmekle mümkündür. Unutmamak gerekir ki zirvelere giden yol vadilerden geçer. Vadilerden ise zirvelere ulaşmak için mücadele etmek ve yolun sonuna ulaşılacağına inanmak gerekir. Ancak bu düşünce bireyi zirveye çıkartabilir. Yoksa vadilerde dolaşırken zirvelere bakarak: 'Benim oralar ulaşmam imkansız.' diyen birisinden mücadele etmesini, zorluklara karşı sabır göstermesini ve her şeye rağmen hedefine ulaşmak konusunda kararlı davranmasını beklemek yanlıştır.

ÖSS, OKS gibi zorlu yarışa hazırlanan sevgili öğrencilerin kendi özelliklerinin bilincinde olarak başarılı olacaklarına inanmaları ve bu inancın gereği olan planlı ve programlı ders çalışma görevlerini yerine getirmeleri gerekir. Unutmayın 'İnanırsanız başarırsızın' sözü eğer planlı ve programlı bir şekilde ders çalışmayla desteklenmezse boş laf olmaktan öteye gitmez. Çünkü hiç kimse bir yarışa 'kaybedeceğim' diye girişmez. Az veya çok herkesin mutlaka kazanacağına dair inanç vardır. Her yıl milyonlarca satılan milli piyango biletlerini alan herkesin yüreğinde az da olsa 'bana çıkabilir' düşüncesinden başka bir şey değildir. Bu nedenle ben derim ki işi şansa bırakmayın! Yüreğinizdeki başarma inancınızı yitirmeyin ve hedeflerinizi doğru tespit ederek ona ulaşmak için var güzünüzle çalışın ki başarılı olasınız!