Çevremizde kendisiyle barışık, çarelerin tükendiği anlarda ?çare sizsiniz? kuralını başarıyla uygulayabilen pozitif insanlar görürüz ve ?Kendine güveni ne kadar yüksek? diyerek hayret ve takdirlerimizi ifade ederiz.

Aslında ?özgüven?, kimi zaman azalıp kimi zaman artsa da, hepimizin içinde var olan bir duygudur. Sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele edebilmemizi sağladığı için özgüvenin hayatımızdaki rolü, azımsanmayacak kadar büyüktür.

?u hikaye özgüvenin nelere kadir olduğuna güzel bir örnek: Askerleri düşmanların sayısından çok daha az olan komutan saldırıya geçmeye karar verir; çünkü askerlerine ?güven'i tamdır. Zafer konusunda ?aşırı kaygı' duyan askerlerine karşı şu taktiği uygular: Yazı tura atacaklarını, tura gelirse kazanacaklarını gelmezse kadere boyun eğeceklerini söyler. Askerler bunu kabul eder. Tura gelir ve yapılan savaşta galip çıkarlar. Komutan ?kehanetini' takdir ederek ?kimse kaderi değiştiremez? diyenlere ?haklısınız? der, iki tarafı da tura olan parayı göstererek. Hikayedeki iki tarafı tura olan para gibi özgüvenin de iki yönü vardır; iç özgüven ve dış özgüven. Eğer bu çift yönlü özgüvene sahipseniz başarı neredeyse kaçınılmaz olur. Peki iç ve dış özgüvene sahip olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?

İsteklerinizi gerçekleştirme konusunda suçluluk duymuyor, bunu yaparken başkalarının haklarına riayet etmeniz gerektiğini göz ardı etmiyor, güçlü ve zayıf yönlerinizi biliyor, eleştiriler karşısında hemen savunma pozisyonuna geçmiyor, değişik fikirlere açık olup gerçekçi hedefler belirleyebiliyorsanız tam bir iç özgüvene sahipsiniz demektir. Başkalarını anlayışla ve dikkatle dinleyebiliyor, utanıp sıkılmadan topluluk önünde fikirlerinizi açıklayabiliyor, kendinizin olduğu kadar başkalarının haklarını da koruyabiliyor, korku ve endişelerinizle başa çıkarak risk alabiliyorsanız bu sizin dış özgüveninizin tam olduğu anlamına gelir. Özgüven eksikliği söz konusu olduğunda ise; sürekli kendinizden ve yeteneklerinizden endişe duyarsınız, güvensizlik, yalnızlık ve sevilmeme hissini yoğun yaşarsınız, eleştirilere karşı hassasiyetiniz artar, kendinizi hep boyun eğmek, pasif ve aşırı uyumlu olmak zorunda hissedersiniz. Elbette ki kendi kendimize özgüvenimizi tüketmeyiz, yaşadığımız ayrılık, ölüm, başarısızlık ve diğer olumsuzluklar nedeniyle özgüvenimiz azalabilir. Böyle durumlarda özgüvenimizi artırmak için şunları yapabiliriz;

Yaşadığımız her olayda bardağın dolu tarafını görebilmeliyiz.

Duygu kadar mantığımızı da kullanmalıyız.

Zayıf yanlarımıza yüklenmek yerine güçlü yanlarımızı görmeliyiz.

Hayatta her alanda mükemmel olamayacağımız gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız.

Uygun olmadığını düşündüğümüz tekliflere ?hayır? diyebilmeliyiz.

Rehber Psikolojik Danışman Fatma Yaşar