Her birey hayatı boyunca çeşitli streslere (hastalıklar, felaketler, anne baba geçimsizliği vb.) maruz kalır. Stres, bireyin, fizik ve sosyal çevreden gelen uyumsuz koşullar nedeni ile, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrete denir.

Stres belli bir düzeyde olduğu takdirde kişi için geliştiricidir. Kişinin güç kaynaklarının düzenli bir şekilde hareket etmesini sağlar. Kişiler strese karşı başa çıkabilecek bir donanıma sahiptir. Çocuklar bazen en ağır streslere bile oyun vb. gibi yollar ve savunma mekanizmalarıyla ve çevrenin desteği ile uyum gösterir. Bununla beraber stres bireyin kaldırabildiğinden fazlaysa çeşitli problemlere yol açar. Çevrenin bireyden aşırı ya da bireyin kapasitesinin üstünde istekleri olması ya da bireyin belli bir durumun gerektirdiği donanımlara sahip olmaması da uyumsuzluğun nedeni olabilir.

Çocuklarda aşırı stres öğrenmede de zorluklara yol açar. Bu zorlukların belli alanlarda olması durumunda ailenin ve öğretmenin bir problem olduğunu anlaması bazen zaman alır. Bu da bazen çocukta kalıcı problemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Çocuğun yaşadığı stresleri ailenin, bilhassa anne babanın da yaşaması çocuktaki belirtileri vaktinde fark etmesini engeller. Çocukta görülen belirtilerin çoğu çocuğun tembel, yaramaz, dikkatsiz gibi adlarla suçlanmasına yol açıp daha çok strese girmesine sebep olur.

Çocukta stresin gelişimi etkilemesi sonucu özel öğrenme güçlüğüne benzer belirtiler görülür. Bu güçlükle başa çıkılmazsa çocuklarda önce belli alanlarda problemler görülür. Mesela çok iyi matematiksel işlemi yapabilen bir çocuk problem çözmekte zorlanır. Halbuki çocuk gerçekten işlemleri yapamıyordur. Ya da matematiği çok iyi anlayan bir öğrenci okumada veya yazmada zorluk çeker. Sözlü becerileri yaşıtlarına göre çok iyi gelişmiş bir öğrenci sayısal derslerde başarısız olabilir. Bunun nedeni strese bağlı olarak salgılanan stres hormonlarının beynin duygu, düşünce ve davranış merkezlerini etkilemesidir.

Çocuk bazen strese bağlı dikkat eksikliği veya çalışmak istememe, erteleme gibi nedenlerle bazı bilgileri öğrenemez. Bu da bilgiler arasında kopukluklara yol açar. Çocukla ilgilenen kişiler de çocuğun zeki olduğu halde tembellikten çalışmadığı sonucuna varırlar. Halbuki çocuk da ne olduğunun farkında değildir ve bu kararsız durumu onda kaygıya yol açmaktadır. Zira belirsizlik, kişinin kendisini tanımaması, kaygıyı artırır. Çocuk kendisi fark etmese de sürekli olarak normale dönmek için bir çaba içindedir.

Strese bağlı öğrenme güçlüklerinde güven geliştirici çalışmalar, uzman psikolog kontrolünde aile terapisi, birebir eğitim, çocuğun öğrenme diline uygun öğrenme metotları uygulanması, okul-aile işbirliği, uygun beslenme, spor ve sanatla enerjinin uygun şekilde kanalize edilmesi gibi çeşitli yöntemlerin uygulanması ile birlikte; gerektiğinde ilaç tedavisi ile yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. *

Çocuklardaki strese bağlı bazı belirtiler

Uykusuzluk, aşırı uyku, iştahsızlık veya iştah artması, sindirim sorunları, aşırı gaz, özgüvende azalma, tahammülsüzlük, aşırı alınganlık, olayları olumsuz değerlendirme, yalnız kalma isteği, aşırı hareketlilik veya hareketsizlik, kaygı ve korkularda artış, çabuk sıkılma, büyüklere karşı gelme, riskli davranışlar, sese ve olaylara karşı aşırı uyarılma, öfke patlamaları, arkadaş ilişkilerinde sorunlar, sosyal aktivitelere karşı ilgisizlik, dikkat eksikliği, derse ilgi azalması, ders çalışmak istememe ve sıkılma, başarıda düşme.