ÖSS her gencin yaşamında dönüm noktası. Öğrenciler bu dönemde ne gibi kaygılar yaşıyor?

Üniversiteye hazırlanan adaylar üzerinde ciddi derecede stres var. Sınavın yaklaşmasıyla öğrenciler gelecek kaygısını daha çok yaşıyor. Öğrenci eğer kendini psikolojik olarak sınava hazırlamadıysa sınav öncesinde ve sırasında gereksiz kaygılara kapılıyor ve gerçek başarısını gösteremiyor. Burada problem çocuğun ve velilerin sınava yüklediği anlamla ilgili. Çocuklar üniversiteye bir hayat garantisi olarak bakıyorlar. Oysa üniversite sadece hayata açılan uzun yolculukta birkaç basamağı ifade ediyor.

Anne babalarda çocukları için bu sürecin çok önemli olduğunu düşünüyorlar. Eğer çocukları başarısızsa diğer anne ve babalara mahcup olacakları, iyi bir anne baba olamadıkları kaygısına kapılıyorlar. Bu nedenle de çocuklarına ders çalışmaları yönünde sık sık uyarılarda bulunuyorlar. Bu uyarılar abartılınca da çocuk daha çok strese kapılıyorlar.

Sınav stresi, gençlerde hangi rahatsızlıklara yol açıyor?

Sınav stresinin fizyolojik, psikolojik etkiler var. Sınavı kazanamayacağı kaygısına düşen çocuk, kendine duyduğu güveni yitirmeye başlıyor. Uyku düzeni alt üst oluyor. Çocuklar bayılma sendromları, hatta mide kanaması geçirebiliyorlar. Sık sık tuvalete gitme, sürekli bir şeyler atıştırma, titreme, terleme gibi belirtiler stres belirtileri olarak karşımıza çıkıyor. Bunu engellemenin yolu ise şu: ÖSS sınavını hayatlarının tek amacı olarak görmemeliler. Mutlu ve başarılı olmanın yolu sınavdan geçebilir ama tek yol sınav değildir. Elbette ki stresi tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Üniversiteye hazırlanan bir aday yapması gerekenleri kaygılanmasından ötürü aksatıyorsa, örneğin deneme sınavlarında bildiklerini sınava yansıtamıyorsa bu kaygı artık öğrenci için olumsuz bir son haline gelmiş demektir. Öğrenciler bu zamanlarda kendilerini sakinleştirecek telkinlerde bulunmalıdır. Bu sınav başarıyı ölçecektir ama sınavdaki başarısızlık hayatta başarısızlık anlamına gelmez.

Öğrencilere ben şunu öneriyorum; bu süreçte başarısızlıklarını değil, hayat boyunca sergiledikleri başarıları düşünsünler. Ayrıca öğrenciler, fizyolojik rahatsızlıklarının da önüne geçebilirler. Spor, egzersiz hareketleri yapabilirler. Mutlaka ders çalışırken ara vermeleri gerekir. Duygudaşlarıyla yani kendilerini yakın hissettikleri kişilerle vakit geçirebilirler. Öğrenciler bir diğer tavsiyem ise sosyal yaşamdan kopmamaları yönünde. Sinemaya, tiyatro gibi aktivitelere gitmeyi sürdürmeliler.

Peki, bu süreçte aile ve öğretmenlere ne gibi görevler düşüyor?

Veliler, çocuklarının kaygılarını artırmak için sürekli ders çalış uyarısında bulunmamalı. Çocuk bu dönemde en çok anne ve babasını yanında hissetmek ister. Çocuk bu dönemde en çok anne ve babasını yanında hissetmek ister. Çocuk hakikaten derslerini aksatıyorsa veliler o zaman bunu öğretmenlere danışmalı ve sorunu beraber çözmelidir. Ayrıca veliler çocuklarını kardeşleri ya da komşularının çocukları ile kıyaslamamalılar.

Öğretmenler de bu süreçte dikkatli olmalı. Çocukların motivasyonunu artırmak amacıyla yanlış tutum sergileyebiliyorlar. Sınıfta bireylere zarar verici yarış ortamı oluşturabiliyorlar. Sınıfta bireylere zarar verici yarış ortamı oluşturabiliyorlar. Yarışlar faydalıdır ancak bunun dozunu iyi ayarlamak lazım. Yarış rencide edici, onur kırıcı bir hal almamalı. Öğretmenler öğrencilerini iyi tanımalı, onların ders durumunu iyi bilmeli.

Deneme sınavlarında nelere dikkat etmeli?

En yararlı çalışma yöntemi deneme sınavı çözmektir. Deneme sınavında şöyle bir kategori izlenmelidir: Konu eksikliklerini tamamlayanlar için deneme sınavı çok faydalıdır. Konu eksiği olanlar ise deneme sınavı ile birlikte konu ağırlıklı çalışmalar. Deneme sınavını gerçek sınav ciddiyetinde uygulamak gerekir. Deneme sınavı sonrası yapılacaklar da çok önem taşır. Birey problemlerinin tespitini yapabilir ve eksik kaldığı konuya yönlenebilir.

Bahar ayları öğrenci için risk oluşturuyor mu?

Bahar sendromu mart ayı ortalarında başlar. Havaların değişmesiyle fizyolojik etkiler baş gösterir. Halsizlik, iştahsızlık, dikkatsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu çok doğal bir süreçtir. Öğrenci bu süreci kontrol edebilir. Öğrenciler bahar aylarında beslenmelerine dikkat etmeliler. Bol bol B ve C vitaminlerini içeren sebze ve meyve yemeliler. Uyku düzenlerine dikkat etmeliler. Geç saatlere kalan çalışıp uyku düzenini bozmak doğru değildir. Ayrıca çalıştıkları odayı sık sık havalandırmalılar. Öğrenciler, sınavda başarı oranını artırmak için işte tüm bu bahsettiğimiz hususlara dikkat etmeliler ve kendileri ile ilgili olumlu düşünmeliler. Yani kendilerine güvenlerini yitirmemeliler.

Not: Bu röportaj Jülide Kaya tarafından yapılmış ve  artıeğitim dergisinin Nisan sayısında yayınlanmıştır.