Birçok anne-babanın bu konudaki formülü, eğer anneanne ya da babaanneye çocuğu teslim etmek gibi bir imkânı yoksa, orta yaşlı ya da daha yaşlı bir bakıcı kadına çocuğu teslim etmektir. Öncelikle söyleyeyim, çocuğunuz anneanne ya da babaanneye teslim edilirse çocuğunuzun kişiliğinin onların kişiliğine benzemesi ihtimali yüksektir. Bundan daha da kötüsü, çocuğu bir bakıcıya teslim etmektir. Çocuklar, genellikle bakıcılardan televizyon ve dizi izlemeyi öğrenirler. Bir bakıcının problem çözme düzeyi her ne kadar ise çocuğun problem çözme düzeyi de o düzeyle sınırlı kalacaktır.

Bir çocuğun bakım ihtiyacını karşılamaktan daha önemli olan, bir çocuğun entelektüel gelişimini sağlamaktır. Bu konuda bulduğum ve yıllardan beri kullandığım bir yöntemin sayısız yararlarını gördüğümü belirtmek isterim. Oğlum Sanat, doğduğu ilk günden itibaren 40'tan fazla mürebbiyenin katkısıyla yetişti. Mürebbiye deyince akla, fırfırlı gömlekleri olan öğretmen hanımlar gelmesin. Bizim mürebbiyelerin birçoğu üniversite öğrencisi olan genç hanımefendi ve beyefendilerdi. Hepsi fevkalade güzel Türkçe konuşan, problem çözme becerileri yüksek, kendilerini geliştirmek için değişik kurslara giden, kitap okuyan, film seyreden ve farklı uğraşları olan genç insanlardı. Bu insanlar sayesinde oğlumun yetişkin etkileşimi fevkalade gelişirken Türkçesi ve imge dünyası da çok zenginleşti.

Oğlumu yetiştirirken bir anaokuluna da gönderdik elbette. Anaokuluna ve ilköğretim okuluna giderken de, hafta sonları ve yaz tatillerinde de mürebbiyeleri hiç eksik olmadı. Bazen bir hafta içinde zaman programına göre birkaç üniversite öğrencisi oğlum Sanat ile ilgileniyordu. Go oynamaktan satranca, kitap okumaktan bisiklete binmeye, film seyretmekten deneyler yapmaya, İngilizce çalışmaktan oyun oynamaya kadar envaiçeşit etkinliği birlikte yaptılar. Bu genç insanların birçoğunun aileleriyle tanıştık ve ailece de görüşmeye başladık. Hepsiyle sevgiye dayalı bir dostluk ilişkimiz oldu. Sadece oğlumuz bu etkileşimden pozitif etkilenmedi, bu genç insanlar ve aileleri üstünde de bu mürebbiye ilişkisinin çok olumlu etkilerini gördüm. Zaman içinde çocukları olan dostlarımıza da bu yöntemi tavsiye ettik. Aradan birkaç yıl geçti ve birkaç ailenin üniversite öğrencilerini mürebbiye olarak değerlendirmesinin sonuçlarını görme imkânı oldu. Çok şaşırdığımı söylemeliyim. Hem bu ailelerin çocuklarının yetişmesinde hem de bu mürebbiyeler ve ailelerindeki pozitif değişime hayran olduğumu belirtmeliyim.

Kendi evladımıza iyi bir öğrenme ortamı sağlamaya çalışırken, bir taraftan da genç bir insana başka bir aile de farkında olmadan rehberlik ediyor ve iki aile arasında bir dostluk ve sevgi köprüsü kuruluyor. Arzu eden aileler çocuklarının temel bakım ihtiyaçları için ayrıca bir kadın da tutabilir. Bana göre, bir çocuğun beslenmesinden (anne tabiriyle aç kalmamasından) veya elbiselerinin ütülenmesinden daha önemli olan, çocuğun zihninin beslenmesidir. Dolayısıyla mürebbiye fonksiyonu, ev işlerinin yapılma fonksiyonundan çok daha önemlidir. Bu arada geçen zaman içinde mürebbiye tecrübemiz genişledi. Ablaların yanı sıra ağabeyler de, eğitimli emekli çok kıymetli insanlar da ailemizin çevresinde görünür olmaya başladılar. Bir yaş ayrımcılığı yapmanın da çok işlevi olmayacağını belirtmek isterim. Bu alışılagelmedik öznel uygulamanın toplumumuz için çok faydalı olabileceği sezgisiyle sizlerle paylaşmaya karar verdim. Not: Elbette, çoğunluğu üniversite öğrencisi olan bu mürebbiyeleri ev işlerinde değerlendirmeye çalışmak, amaçtan tamamen uzak ve anlamsız bir çaba olacaktır.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Melih Arat
Kaynak: Zaman