Kamu yönetimi okudu kurabiyeci oldu

Cihan Kayaalp, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olan bir kurabiyeci. Günümüzde kadınların bile girmek istemediği mutfak onun en mutlu olduğu yer. 6 yıl önce işinden istifa ederek açtığı pastanenin şimdi 3 şubesi var. Yakında 'franchise' vermeyi bile düşünüyor.

Pek çok kadın bile yemek yapmaktan hoşnut değilken erkeklerin mutfağa merak sarması giderek yaygınlaşıyor. Vakitlerinin çoğunu evlerinde değil okulda geçiren kızların yemek yapmayı becerememesi, boğazına düşkün erkeklerin üniversite yıllarında mutfakla tanışıp işi salçalı makarna yapmaktan öteye taşımaları bunda önemli bir etken olsa gerek! Lezzetli yemek yapmanın tadına varan erkekler arasında eğitimini bir kenara bırakıp ömrünü mutfağa adayanlar da yok değil! Cihan Kayaalp bu duruma en güzel örneklerden...

Cihan Bey, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü mezunu. Mesleğini sevmediğinden yaklaşık 10 yıl kadar reklam, halkla ilişkiler, satış pazarlama, dış ticaret gibi çeşitli işlerle meşgul olmuş. Ama annesi evden gider gitmez tarif defterini karıştırıp kurabiyeler hazırladığı ilkokul yıllarından bu yana aşçılığa özel bir ilgisi var. Dış ticaret sorumlusu olarak çalıştığı dönemde bir yandan da unlu mamulleriyle ünlü bir markanın bayiliğini alması bundan kaynaklanıyor. Tabii işin yalnızca satış kısmı tatmin etmiyor onu. İlla ki hamura değecek eli! Kendini tutamayıp poğaçalar, börekler, kurabiyeler hazırlamaya başlıyor. Çevresindeki ev hanımlarından toplayıp kendince yorumladığı bu tarifler çok sevilince "Artık kendi pastanemi açmalıyım." diye düşünüyor ve bayilik anlaşmasını sonlandırıyor.

Para verip aldığı tarif bile var

Evine yakın mütevazı bir sokakta Tatlı Fırın'ın kurdelesi kesiliyor ardından. İki yardımcısı ve eşiyle birlikte durmadan yeni lezzetler ortaya çıkarıyorlar burada. Şu anda en çok sevilen ve satılan tarif ise ne eşine, ne kendisine ne de yardımcılarına ait. Bu lezzet ustasının ismini bile bilmiyor Kayaalp. "Kamu kurumunda çalışan bir çaycının eşi" diyerek tanımlıyor onu ve tarifin hikâyesini şöyle anlatıyor: "Kamu kurumlarından birine işim düşmüştü. Orada çay ocağında bana dereotlu peynirli ev poğaçası ikram ettiler. 'İşte aradığım tat bu!' dedirten bir lezzetti. Hemen çaycıdan tarifi istedim ama vermedi. 'Hanım yapıyor, ben satıyorum; tarifini veremem.' dedi. Tarifi almak için o kuruma o kadar çok gidip geldim ki... En sonunda bir gün 'Tarifi vermiyorsun, en azından sat!' dedim. Şaşırtıcı bir şekilde kabul etti. Cebimde 40 liram vardı, hepsini verdim. Parayla satın aldığım ilk ve son tarifimdir o benim. Ama değdi. En çok satanlar listemin başında...

6 yıllık mazisi olan Tatlı Fırın'ın şimdi Sahrayıcedit, Erenköy ve Ataşehir'de 3 şubesi var. Üstelik yalnızca kurabiye değil, pasta, börek, poğaça, zeytinyağlı yemekler, şirketlere özel kahvaltı mönüleri ve hediyelikler de hazırlıyorlar. Kurumsal firmaların iş toplantılarına, eğitimlerine sipariş göndermek için "www.alokurabiye.com"da yaklaşık 6 ay önce faaliyete geçti. Kayaalp, "İnternet sitemizi e-satış olarak değil, sadece bir vitrin olarak tasarladık. Kurabiyenin başına 'alo' kelimesini koymamız da bundan kaynaklanıyor. Müşteriyle bire bir diyalog kurup onu tanımak ve taleplerine özel ürünler hazırlamak istiyoruz. Ama sitenin asıl kuruluş amacı, kurumsal firmaların taleplerine cevap verebilmek. Tabii şahsi talepleri de asla geri çevirmiyoruz." diyor. Firmalara özel logolu kurabiye ve logolu pasta da hazırlayan Tatlı Fırın'ın sahibinin şimdiki hedefi, Avrupa yakasında da mağaza açıp aynı zamanda franchise verebilmek.