Yaşadıklarını eşleriyle paylaşmak isteyen hanımlar "çok konuşan", konuşmaktan kaçınan kocalar ise "içine kapanık" algılanır. Halbuki sorun erkek ve kadının konuşma eylemini farklı amaçlarla yapmasından kaynaklanır.

Evliliklerde görülen en büyük sorun eşlerin birbiriyle doğru bir iletişim kuramamasıdır. Erkekler, yaşadıklarını kendisiyle paylaşmak isteyen, sorularına cevap bekleyen eşlerini 'dır dır' yapmakla suçlarken, yorgun bir günün sonunda biraz yalnız kalmak isteyen erkek de eşi tarafından soğuk ve içine kapanık algılanır. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre ise, sorun kadın ve erkeğin konuşma eylemini farklı amaçlarla yapmasından kaynaklanıyor. Tarhan, kadının bilgi paylaşımı için, erkeğin ise bilgi aktarmak için konuşma ihtiyacı hissettiğini söylüyor. Kadınlarda konuşma özelliğinin erkeklere göre biyolojik olarak üstün olduğunu belirten Tarhan, konuşmanın psikolojik dinamiğini şöyle anlatıyor: "Kadın üzüntülü olduğunda kendini iyi hissetmek için konuşma eğilimindedir. Erkek ise bu durumda susmayı tercih eder. Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır. İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter. Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiyacını artırır."

Nevzat Tarhan, Nesil Yayınları tarafından basılan "Kadın Psikolojisi" adlı kitabında, kadınlarla ilgili psikolojik farklılıklar, ruhsal sorunlar, erkeklerle ilişkiler, rol kalıpları, kimlik, kişilik, moda, giyim, örtünme, çalışma hayatı, şiddet, evlilik, aşk, duygular, annelik, din, mizah gibi birçok konuyu ele alıyor. Kadın ve erkeğin konuşmadaki amaçlarının farklı olması özellikle üzgün oldukları zaman daha çok belirginleşiyor. Tarhan'a göre, üzüntü anında erkeğin ve kadının beyni farklı çalışıyor. Erkek sessizleşiyor, kabuğuna çekiliyor, konuşmak yerine düşünmeyi tercih ediyor. Bir çözüm bulduğunda sessizliğini bozuyor. Kabuğa çekilme gazete okuma, televizyon seyretme şeklinde olabiliyor. Bu arada kadın kendisinin dinlenmediğini zannediyor. Oysa üzülen kadın, güvendiği birisini arayarak sorunlarını konuşmakla rahatlıyor. Kadınlar kendilerini heyecanlandıran duyguları paylaştıklarında güven hissediyor.

"Kadının psikolojik ihtiyacı çözüm değil, dinlenilmektir. Erkeğinki ise güvenmek, takdir edilmektir." diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, doğası gereği çözüm odaklı düşünen erkeğin, kadının duygulara verdiği önemi anlayamadığını, kadının da erkeğin bu kadar duygusuz olmasına bir anlam veremediğini ifade ediyor. Tarhan, duygularını anlamasa da dinlemeyi başarabilen erkeğin eşi tarafından takdir edileceğini belirtiyor.

Nevzat Tarhan'a göre, karşı cinsle ilişkilerde herkesin sessiz bir zamanı olmalı. Kadın, erkeği keyifsiz gördüğünde onu ısrarla konuşmaya zorlarsa beklemediği bir tepkiyle karşılaşabilir. Çünkü erkek kabuğuna çekilip sorununu kendi kendine çözmeye çalışırken eşinin ona yardım etmek istemesini yetersizlik gibi düşünebilir. Kadın, üzüntülü iken gereksiz konuştuğunda erkek onu terslerse sevilmediğini ve değersiz olduğunu varsayar. Oysa erkek, böyle bir durumda sadece eşini dinlediğinde onun rahatladığını görecektir. Kadının üzüntülü iken eşine zaman tanıması, erkeğin de eşi üzüntülü iken onu anladığını hissettirmesi iletişimi sağlıklı hale getirmeye yeter.

Kadın içini dökmek, erkek sonuç almak ister

Kadının da eşine öneri ve eleştiriden uzak bir biçimde duygularını anlatması, onun kendisine karşı daha açık ve ilgili olmasını sağlayacaktır. Kadın bir şeye üzüldüğünde, erkek onun duygularını göz önüne almadan önerilerde bulunmaya başlar. Erkek bir şeye üzüldüğünde de kadın, istenmeyen tavsiye ve eleştirilerde bulunarak onun kendisini yetersiz hissetmesine sebep olur. Erkek aslında kendisine akıl verilmesini değil, kabullenilmesini ister. Kadın üzüldüğünde ise sorunlardan söz ederek kendini rahatlatır. Bu sırada erkek eşinin çok konuştuğunu söylediğinde kadın ihmal edildiğini düşünmeye başlar. Kadın için önemli olan içini dökmek iken erkek için önemli olan sonuç bulmaktır. Erkek kadına hiçbir şey yapmasa bile dinleyerek destek verebilir. Bir kadın da erkeğe çözüm önerisinde bulunmadan sadece onu kabullenerek yardımcı olabilir. Erkek kabul edildiğini, kadın da paylaşıldığını hissettiği zaman sevildiğini düşünür.

Erkekler nasıl konuşturulur? Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu sorunun cevabını şöyle veriyor: Erkekler konuşmak için konuşmazlar, konuşmak için bir nedenleri olmalıdır. Zamanlama ve yaklaşım biçimi uygunsa konuşmaya başlarlar. Konuşması için bir erkeğin ilgi alanını bulmak gerekir. Erkek konuştuğunda suçlanmadığını veya baskı altında olmadığını hissederse yavaş yavaş açılmaya ve iletişim kurmaya başlar. Erkeği olduğu gibi kabul eden ve bunu hissettiren kadın, eşinde olumsuz duygular uyandırmadığı için aranan eş olur. Erkek geçici bir sessizlik ve yalnızlıktan sonra kadına döndüğünde kadın onu suçlar ve eleştirirse gerçek duygularını bastırır ve iletişim bozulur. Cezalandırıldığını hisseden erkek geri dönmek istemez; konuşmaktan, ilgi ve sevgi göstermekten kaçınır."