Büyük kentlerde son zamanlarda gittikçe artan yaşlılık ve gençlik sorunları aslında gençler ve yaşlıların birlikte yakın ilişki içinde olması ile daha kolay çözülüyor.

Eğitim kurumları dışındaki vakitlerinde gelecekle ilgili kaygılarını azaltmak için gerçek dünyadan yavaş yavaş kopup cep telefonu, internet veya eğlence merkezleri odaklı bir akran dünyası içinde zaman geçirmeye çalışan gençler, yetişkinlerin ve yaşlıların dünyasından da uzaklaşmış oluyor. Bunun yerine bazı ailelerde olduğu gibi 65 yaş üstü grubu oluşturan yaşlıların çocuk ve gençlerden izole bir hayat sürmeyip onlarla beraber olması hem yaşlıların hayat neşelerinin kaybolmamasını hem de çocuk ve gençlerin hayatı daha iyi tanımasını sağlıyor.

Yaşlıların huyu genci nasıl etkiler?

Kimse mükemmel değildir. Her insanın güçlü ve zayıf yönleri vardır. İyi eğitim verilmiş bir çocuk ve genç, güzel tarafları alıp yanlışları yapmamaya çalışır. Yaşlılarla iletişim her iki şekilde de (olumlu davranışlarda da olumsuz davranışlarda da) genç için düşündürücü örnekler oluşturur. Bu örneklerden istifade etmesini sağlayacak olan da yine çocukla küçük yaşlardan itibaren sohbet eden, ona uygun sosyal çevreyi oluşturan, onun hayat felsefesini oluşturmasına, doğru kimselerle görüşüp uygun kitaplar okumasına, aile içinde sorumluluklar almasına yardımcı olan ve disiplin dahil hemen hemen her durumda uyum içinde olup birlikte hareket edebilen anne-babalardır.

Acılar ve ölüm, gençte kaygıyı artırmaz mı?

Gençlere hayatlarının sonunda bir de yaşlılık sürecinin olacağını hal diliyle en güçlü şekilde hatırlatacak olan, bizzat çok yakınındaki hayatının ilk günlerini birlikte geçirdiği belki de orta yaşlılık dönemini hatırladığı kişiler büyükbaba ve büyükannelerdir. Bu, ailesinde hasta ve özürlü olmayan, kolay şartlar içinde yetişen çocuk ve gençler için daha da önem arz eder. Yaşlılarla yakın ilişkide olan gençler, gençlik dönemi olduğu gibi yaşlılık döneminin de olduğunu görüp hayata daha iyi hazırlanırlar.

Yaşlıyla iletişimin ne gibi katkıları var?

Anne-babaların çoğu, çocuklara karakter eğitimini nasıl vereceklerini, ne gibi canlı örnekler anlatacaklarını düşünürler. Gençler için en güzel örnekler, kendisini iyi geliştirmiş güzel evlat veya evlatlar yetiştirmiş büyük anne ve babalardır. Onlar torunlarına ayrı bir muhabbetle bağlı olup torunlarının da sevgi ve merhamet duygularını harekete geçiriyorlar. Bazıları gençlerin bazı beceriler elde etmesine de yardım ediyor.

Yaşlılar nasıl örnek alınabilir?

Yaşlılar kendi hayat hikâyelerini, hayat felsefelerini, şahit oldukları olaylardan çıkardıkları dersleri gençlere anlatmayı severler. Birçok genç için bu, keyif vericidir. Yine dindar, güzel bir hayat sürmüş yaşlıların ölüme Yaratıcı'dan razı bir şekilde 'dön' çağrısına uyma ya da 'O'na kavuşma' şeklinde bakmaları, gencin ölüm korkusu duymadan, güzel, faydalı bir ömür sürme isteğinin artmasında etkili olmaktadır. Yaşlı insan kendisini, kültürel açıdan ve ahlaki yönden geliştirdiği ölçüde sabır ve hikmete, bir diğer deyişle bilgeliğe ulaşır. Yaşlı çevresiyle ne kadar uyumluysa, gençlik ve orta yaşta bir amaç sahibi ise ömrünün kalan günlerinde de hem insanlarla birlikte onlara yararlı hem de kendi özüne dönüp hayırlı işler ve ibadetle geçirebilmektedir.

Bazı gençler yaşlılara niçin mesafeli?

Eğer anne-baba büyükleriyle iyi geçinerek gençlerin onlara yakın olmasına uygun zemin hazırlamışsa bu, gençle kendi ebeveyni arasındaki kuşak çatışmasını da azaltır. Zira büyükanne ve babaların çocuk ve gençlerle sohbet edecek daha çok vakitleri vardır. İnsanlığın kültür mirası kuşaktan kuşağa bu şekilde aktarılır. Gençler yaşlılara fikir danışıp onların hikmetli sözlerini dinledikçe, yaşlılar da gençlere değer verip onlarla iyi ilişkiler içinde oldukça birbirlerine maddi manevi destek olmakta, hem gençlik hem orta yaş hem de yaşlılık daha verimli ve daha az kaygılı geçmektedir.