Bugünlerde bana sıklıkla sorulan bir soru var: Hocam şimdiki gençlik, idealsiz, hedefsiz yetişiyor. Hayatı anlamsız bir şekilde yaşıyor. Bu gençlere nasıl ideal aşılayacağız, ne yapmalıyız? Aynı hafta içinde birçok kanaldan soruldu bu soru bana. Bu nedenle bu konu hakkımdaki fikirlerimi bu köşeye taşımaya karar verdim.

Ben idealin, idealistliğin enerji yoluyla yayıldığını düşünüyorum. İdealin satın alınan, öğrenilen, kazanılan bir şey değil, bulaşan bir şey olduğuna inanıyorum. İs kokusu gibi. Bu koku, görülmez, duyulmaz, elle tutulmaz, sadece yanan bir ateşin çevresindeyseniz size bulaşır. Onu elde edemezsiniz, çalışarak kazanamazsınız, biriktiremezsiniz, saklayamazsınız. İdeal de, içinde ideal ateşi yanan bir kişiden bulaşabilir ancak. Bir genç ne kadar çok idealist insanla karşılaşırsa o kadar çok ideal isi ona bulaşır ve bir süre sonra o ideal kokusu onun üzerine siner. İşte o an gencin idealist olduğu andır. Bu nedenle gençlere ideal aşılamak, ideali olan, tutku ile idealine bağlı kişilerle gençleri buluşturmakla mümkün bana göre.

Anne-Babalar İdealiniz Nedir?

 

Gençliği idealist yetiştirmekten bahsederken, önce onların asıl yetiştiricileri olan anne-babalara bakmak gerekir. Çünkü çocuklar, anne-babalarını modeller. Onların davranış kalıplarını, düşünce yapılarını kopyalar. Eğer anne-babanın peşinde koştuğu bir ideali yoksa, ideal ateşi anne ya da babanın içine yanmıyorsa, o anne-babadan yetişen çocukta ideal ateşi nasıl tutuşabilir ki? Buradan anne-babalara sormak istiyorum. Gerçekten çocuklarınızdan idealist olmasını bekliyorsunuz ama sizin peşinde koştuğunuz bir idealiniz var mı? Varsa bu idealinizi çocuklarınıza hissettirebiliyor musunuz? Önce buradan başlayalım isterseniz.

Sohbetlerde İdealden Bahseden Var mı?

Çocukların da bulunduğu arkadaş sohbetlerinde ideallerimizden bahsediyor muyuz? Bir çocuk annesiyle birlikte gittiği hangi komşu ziyaretinde ideal konuşmalarına şahit oluyor ki? Babasının arkadaşları geldiğinde ideallerden mi konuşuluyor, yoksa alış veriş ve spor mu gündemi oluşturuyor? Maalesef çocukların şahit olduğu yetişkin sohbetlerinde de idealden konuşulmuyor. İdeal konuşmalarımız arasında da yok.

Öğretmenlerimizin İdeali Var Mı?

Çocuklar ve gençler anne-babasından sonra en çok öğretmenlerini görür. Bir öğretmen bir çocuğun, bazen yüzlerce çocuğun hayatını değiştirecek adımları rahatlıkla atabilir. Maalesef eğitim sistemimiz öğretmenlerin ideallerini törpülüyor. KPSS ile öğretmenliği kazanan öğretmen, zaten en büyük idealine ulaşmış oluyor. Artık daha ötesini hedefleyemiyor. Öğretmen olarak başladığı mesleki hayatını yine bir öğretmen olarak bitiriyor. Gençler önlerinde bir ideali ve tutkusu olan çok öğretmen görmediği için, dolayısı ile ideal ateşi onlarda tutuşmuyor. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Kasım ayında yaklaşık yedi bin öğretmen üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre, öğretmenlerin yüzde 77'si göreve başladığı ilk günden bugüne mesleğine sevgisinin azaldığını, 67,7'si imkanı olsa mesleğini değiştirmek istediğini söylüyor. Yani on öğretmenimizden yedisi mesleğine dair bağlılık sorunları yaşıyor. Bu sonuç Anadolu Eğitim Sendikası’nın yine Kasım ayında yayınlanan araştırması ile de destekleniyor. Gençlere ideal kazandırmanın yolu sanırım öğretmenlere ideal kazandırmaktan geçiyor.

Medyada İdeali Peşinde Koşan Kahraman Var mı?

Evde ve okulda kendisini modelleyeceği idealist insanları pek de göremeyen gençlere, aslında medya idealist kahramanlar sunabilir. Ne var ki, medyada yer alan dizilerde, ideali olan değil de bol bol âşık olan ve kavga eden kahramanlarımız var. İdeali peşinde değil de çıkarları ve hazları peşinde koşan bu kahramanlar gençlerimize nasıl ideal aşılayabilir ki? Çocuklarımız ve gençlerimiz bu kahramanları modelliyorlar ve haz ve çıkar peşinde koşuyorlar. Yine aynı medya toplum önündeki insanların ideal peşinde koşma çabalarını değil de, bu kişilerin hayatındaki magazin yönlerini gündeme taşıyor. İdeali peşinde koşan bir sporcunun bu çabası gündeme gelmiyor da kiminle çıktığı, nerede yemek yediği medyaya düşüyor. Sonuç, aşikar.

Çözüm Nedir?

Çocuklarımıza ideal aşılamanın yolu çok basit aslında. İdeali olan kişilerle onları bir araya getirmek. Bir kereliğine değil, düzenli bir şekilde sürekli olarak. Bir anne-baba çocuğu için bunu planlamalı. Bir eğitim kurumu eğitime ideal aşılamadan başlamalı, idealist insanların çocukların dünyasına taşımalı, dahası bir ideal peşinde koşan eğitimcilerle yola çıkabilmeli. Aksi takdirde hayatlarında pek de şahit olmadıkları bir ideali hayatlarına aktarmaları beklemek, onlara haksızlık yapmak olur.

Gençlerde ideal yok, doğru. Çünkü hayatlarının içinde, evde, okulda ve medyada ideal yok.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Mehmet Teber
Kaynak: Haber 7