Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesizden başlayıp sonsuza giden
Dalga hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya
Dalga seven kıyı sevilendir
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte bende seni böyle severim yar
Ya bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini
Bilirler görünmeyeceklerini......
Sevilmeyeceklerini.....
Koklanmayacaklarını.......
Okşanmayacaklarını......
Ama inatla açarlar aşkla... sevgiyle... özlemle...
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte bende seni böyle beklerim yar
Ya bilir misin günebakanın güneşe olan aşkını
Hiç kucaklayamayacağı bir sevgilinin peşindedir
Bir bakışına verir ömrünü
Bir bakışının özlemindedir sevgiliden gelecek olan
Ve güneşin her batışında boynu bükük kalır
Sarıya boyanır yüzü sevgiliden aldığı ilhamla
Bilse de kavuşamayacağını
Her doğan günü umutla bekler sevgiliye kavuşmak için
Bende seni böyle beklerim yar
Ya ipekböceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte bende kendimi böyle veririm sana yar
Ya ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç, meyve tohum olur
Tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle yar
Yok olmayı göze aldım tekrar sende doğmak için
?Benliğim, o kara zalim..?
Mevlana Celaleddin Rumi