Bir gün köylünün birinin eşeği kuyuya düşmüş. Hayvan saatlerce acı acı düştüğü kuyudan feryat edip duruyormuş. Köylü ise kuyunun başında oturmuş bu durumla nasıl başa çıkacağını düşünüp durmuş. Köylü düşünüp taşınıp yaşlı hayvanı o kuyudan kurtarmaya değmeyeceğine karar vermiş. Ona göre tek çare kuyuyu ve içindeki hayvanı toprakla örtmekmiş. Köyden birkaç komşusunu yardım için çağırmış. Ellerine almışlar kürekleri, başlamışlar kuyunun dibindeki eşeğin üzerine toprak atmaya. Zavallı hayvan anlamış başına gelenleri başlamış acı acı feryat etmeye. Fakat bir süre sonra şaşırtıcı bir şey olmuş, kürekler arttıkça hayvanın sesi de azalmaya başlamış ta ki sonunda neredeyse hiç sesi çıkmaz olmuş. Köylüler bu duruma meraklanmışlar ve neler olduğunu anlamak için kuyunun dibine baktıklarında bir de ne görsünler, her atılan toprak kuyuda katlar oluşturmuş ve hayvan onlardan silkelenerek neredeyse kuyunun ağzına kadar gelmemiş mi? Onlar şaşıra dursun bizim eşek atmış adımları, dışarı çıkmış sevinerek...

Hayat bazen bizimde üzerimize kürekle pis tozlar örter. Bunlarla başetmenin tek yolu yakınıp, sızlanıp durmak değil, şöyle bir düşünüp silkinmek ve tüm o tozlardan kurtulmak böylece aydınlığa adım atmaktır. Bu yoldan hiçbir zaman vazgeçmeyin, sadece silkinin, tozlar üzerinizden gitsin ve mutluluğa ulaşmanın şu 5 harika kuralını unutmayın:

1)      Kalbini kin ve nefretten koru

2)      Kalbini gereksiz endişelerden koru

3)      Basit yaşa, mutlu yaşa, içten sev

4)      Hayata karşı sen daha verici ol

5)      Hayattan her zaman daha az şey bekle