Hapishanede, aynı koğuşta yatan iki mahkûm hücrelerinden kaçma kararı alırlar ve hücrelerinin duvarına başlarının sığacağı kadar bir delik açarlar.
Daha sonra sırayla dışarı bakmaya başlarlar.
Önce biri başını dışarı çıkarır, uzun uzun etrafa bakar ve kötü bir yüz ifadesiyle başını içeri çeker.
Diğer arkadaşı merakla sorar; “Nasıl? Dışarısı nasıl?”
Arkadaşı: “Berbat azizim, çok berbat, her taraf çamur, pislik. Bizim koğuş bile oradan daha iyi.” der.
Diğer mahkûm şaşırır:”Allah Allah nasıl olur!” der ve o da başını delikten dışarı çıkarır.
Uzun uzun dışarıyı seyreder ve hayran bir yüz ifadesiyle;
“Dışarısı muhteşem” der.
“Muhteşem bir gökyüzü var, harika bulutlar var, pırıl pırıl bir güneş var. Ağaçlar, kuşlar, çiçekler... Dışarısı harika” der.
 
Doğru yere bakabilmek
 
Yaşamınızla ilgili nereye baktığınız; çok önemlidir.
Doğru yere bakarsanız; doğru şeyler görür, duygular yaşar ve doğru davranışlarda bulunursunuz.
Yanlış yere bakarsanız; yanlış şeyler görür, yanlış duygular yaşar ve yanlış davranışlarda bulunursunuz.
Hayatımızda her zaman, her olay karşısında en az iki seçeneğimiz vardır.
Bizi geriye doğru götüren, bize istemediğimiz duygular yaşatan, içgörümüzü ve öngörümüzü sınırlayan, faydalı olmayan olumsuz tarafı da seçebiliriz…
Bizi güçlendiren, destekleyen, çözüme götüren, umuda ve yeni ufuklara yelken açtığımız olumlu tarafı da seçebiliriz.
Hayat, insana seçenekler sunar.
Ve seçim sizindir.
Ya sahip olduğunuz güzellikleri silerek yaşamınızın hep olumsuz tarafına bakarsınuz…
Böylece; yaşamı hem kendinize hem de çevrenizdekilere zindan eder, yıllarınızı mutsuz, depresif, içine kapanık, donuk yaşarsınız.
Ya da olumlu taraflarını görür ve sahip olduğunuz güzellikleri fark eder; hayattan zevk alır, kendiniz ve çevrenizdekiler için şimdide ve gelecekte mutluluk ve başarı getirici, umut dolu bir yaşam sürersiniz.
Başarılı insanlarla başarısız insanlar arasındaki en önemli fark; farkındalıktır.
Başarılı insanların farkındalık bilinçleri çok güçlüdür.
Onlar, en kritik anlarda hangi seçeneklerin kendilerine faydalı olduğunu farkındalık bilinci ile tespit ederler.
Kendilerini durumun akışına bırakmazlar.
Otobüsün şoförü kim olacak, bilirler.
Duruma müdahale ederler.
Devamlı çözüm ararlar.
Topu taça atmazlar.
Ama çoğu kişi, seçeneklerini genellikle bire indir, çözüm olan diğer seçeneği görmez bile…
Bu konuda söylenmiş güzel bir söz var:
Kötümser insanlar, daima tünelin karanlığına odaklanır.
İyimser insanlar ise tünelin sonundaki aydınlığa odaklanır.
Siz nereye odaklanıyorsunuz?
Doğru yere bakıyor musunuz?