Hatalarla Yüzleşmek

Tarih, kişiler ve toplumlar açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.

Geçmişini bilen geleceğini daha iyi şekillendirebilir. Geçmişte yaşananlar ders alınması ve kişiye tecrübe kazandırması açısından önemlidir ve bilinmelidir de… Geçmişini öğrenen, kendisini ve nereden geldiğini bilen insanlar kendilerine güvenir ve aynen asırlık ağaçlar gibi daha güçlü olurlar.

“Tarih, tekerrürden ibarettir” der, bir atasözü… Geçmişte yaşanan olaylara dikkat çekmek ve ondan ders almak için… Merhum Mehmet Akif ise “Kıssadan Hisse” adlı şiirinde bu durumu ne de güzel anlatmış:

“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür. İnsan hafızası yaradılışı gereği unutmaya meyillidir. Bu unutkanlık ise hatalarını tekrarlamaya yol açar. Bu sebeple II. Abdülhamid Han “Tarih değil, hatalar tekrar ediyor” diyerek olayı daha veciz bir şekilde yorumlamıştır.

Bilim tarihiyle uğraşanlar, ilk gelişen bilim dalının astronomi, son gelişen bilim dalının ise psikoloji olduğunu söylerler. Buna gerekçe olarak da insanların kendi dışındaki alanları daha çok merak edip ilgilendiklerini, sıra kendilerine gelince kendilerini tanımaya, keşfetmeye pek de cesaret edemediklerini ileri sürerler… Kişilerin kendilerini tanımasından, tahlil etmesinden, hatalarıyla yüzleşip bunları yapmaktan vazgeçmesinden daha büyük meziyet olamaz.

Belli aralıklarla yapılan muhasebe, kişilerin ve toplumların hatalarını azaltır. Onları yüceltir, güçlendirir ve geliştirir.

Hatalarımızdan ders alabilmek ümidiyle…