"Çocuklarımıza sözümüzü dinletemiyoruz, her şeye itiraz ediyor, hiçbir kurala uymak istemiyor.." gibi birçok şikâyeti ebeveynlerden duymak mümkün. Mehtap TV'de Küçük Adımlar programını hazırlayıp sunan uzman psikolog Ferhat Çelik, "Çocuklarımızı kendi anne babamızdan gördüğümüz yöntemlerle terbiye etmemiz çok zor. Bugünün çocuklarına bugünün diliyle hitap etmek gerekiyor." diyor.

Çocuklarını incitmeden, doğru bildiği değerlere göre hayata hazırlamak isteyen aileler, sorunlarına çözüm bulmak için yerli ve yabancı kaynak kitaplara, çocuk psikologlarına ve pedagoglara başvuruyor. Mehtap TV'de Küçük Adımlar programını hazırlayıp sunan uzman psikolog Ferhat Çelik de izleyicilerin çocuklarla ilgili sorularını cevaplıyor. Her çocuğa ve aileye özel çözümlerin üretilmesi gereken bu alanda genelgeçer cevaplar vermek zor olsa da temel bir ilkeden söz ediyor Ferhat Çelik: "Çocuklarımızı kendi anne, babamızdan gördüğümüz yöntemlerle terbiye etmemiz çok zor. Bugünün çocuklarına bugünün diliyle hitap etmek gerekiyor." Çünkü, çocuğu bir şey anlamaz, aklı ermez sayan, fikirlerini sormayan, duygu dünyasını önemsemeyen, 'dur' deyince duracak, 'koş' deyince koşacak, söz dinlemezse en ufağından kulağı çekilerek zorlanacak bir varlık olarak gören anlayışın, çocuğun kişiliğine zarar verdiği artık bir gerçek.

Çocukların etkileneceği olumlu ve olumsuz uyaranların eski zamanlara göre çok fazla olduğuna dikkat çeken Ferhat Çelik, şöyle konuşuyor: "Dünü tamamen terk edelim demiyorum. Oradan alacağımız değerler var ama almayacaklarımız da var. Bizim kuşağımız nispeten aile ve mahalle içinde korunarak büyüdü ama bugün onlarca web sayfası, TV kanalları, sanal oyunlar var. Berber amcasının arkadaşıyla yaptığı muhabbet, bindiği servis aracında çalan radyodaki sunucunun kullandığı ifade bile çocuğu etkiliyor. Küçük, önemsiz görünen bir şey çocukların dünyasında çok büyük tesirler yapabiliyor. Çocuğun zihnine bir tohum gibi atılan olumlu ya da olumsuz her şey bir gün mutlaka ortaya çıkıyor."

Ferhat Çelik'in çocuk terbiyesinde ailelere önerdiği temel kurallardan biri model olmak, diğeri ise okulöncesi dönemi çok iyi değerlendirmek. Zaten, Çelik'e göre, aileler her ne kadar çocuklarıyla sorunlarını anlatsa da, asıl problem yine kendilerinden kaynaklanıyor. Yanlış anne-baba tutumları, hatta ebeveynlerin kendi içlerindeki kişisel açmazları çocukların davranışlarında sorun olarak neticeleniyor. Çözüm ise elbette önce ebeveynin kendi davranışlarını ve olaylara bakış açılarını düzeltmesinden geçiyor. Çocuk için en önemli öğrenme yolunun model alma olduğunu belirten Çelik, "Anne-baba çocuktan ne yapmasını istiyorsa, nasıl davranmasını istiyorsa onu yapacak. Terbiyenin ilk şartı budur. Öğrenmenin yüzde doksan yolu modeldir. Disiplin, söz dinlememe, inatçılık sorunlarında karşımıza model eksikliği, anne-baba davranışları arasında tutarsızlık ve eski bilgilerin iş yapmaması çıkıyor. Kendimizden referans alıyoruz. Babamızın bize davrandığı gibi yapıyoruz ama çocuğumuzun dünyası bizden farklı. Bugün anne babaların daha donanımlı olması gerekiyor." diyor.

Okulöncesi 0-6 yaşlara 'altın yıllar' diyen Çelik, ebeveynlerin bu dönemin kıymetini yeterince bilmediğini iddia ediyor. Vicdan mekanizmasının gelişmesi, paslanmaması için bu yaşların model olunarak çok iyi değerlendirilmesini isteyen Ferhat Çelik, "Çocukların buna ihtiyacı var. Bu dönemde beyin hücreleri arasında bağ kurulur. Kavram repertuvarı gelişir, çocuğun zekâ altyapısı gelişir. Zekâ doğuştandır ama bir kısım da o potansiyeli geliştirme adına yetişkinin işlemesidir. İşlenmezse pas tutar." diye konuşuyor.

Ferhat Çelik, birçok ebeveynin çocuğunu nasıl terbiye edeceğini, istediği davranışları onun dünyasına nasıl yerleştireceğini bilmediğini söylüyor. Örneğin, aile çocuklarına evde ödev yaptıramamaktan şikâyetçi. Yapılan görüşmede ise ailenin çocuğuna ödev yaptırma yollarını, motive etmeyi, evde çalışma ortamı hazırlamayı ve günlük program oluşturmayı çok fazla bilmediği ortaya çıkıyor. Ayrıca, çocukların yaş özelliklerine göre davranışlarının neler olduğu da pek bilinmiyor. Bu yüzden, 4 yaşında bir çocuktan daha olgun davranışlar beklenebiliyor.