Aile, canlı bir sistem gibidir. Sağlıklı işleyişi için güçler dengesinin iyi kurulmuş olması gerekir. Anne-baba, aile içinde ne kadar etkin ve birlikte hareket ederlerse sağlıklı işleyiş için gerekli olan aile içi disiplin de o kadar iyi sağlanır. Anne-babanın sorumluluklarından biri, çocuklarını bağımsız hareket edebilen, inisiyatif alabilen, kendine güvenen, sorumluluklarını yerine getiren bireyler olarak yetiştirmektir. Bununla beraber kendine güvenen bireylerin yetişmesi için belli bir disiplinin de sağlanması gerekir. Belli sınırları ortaya koyan, baskıya varmayan bir disiplin içinde çocuk ve gençler hem kendilerini daha güvende hisseder hem de tehlikelerden korunmuş ve gelişmeleri için gerekli uygun ortamı bulmuş olurlar. Çocuk ve gençler, kendi güçlerini hissettikleri, uygun şekilde kullanabildikleri kadar anne-babalarının da güçlü olduğunu hissettiklerinde daha sağlıklı gelişirler. Bu güç, fiziksel güçten ziyade sevginin, iletişimin ve iradenin gücüdür.

Fiziksel şiddet, anne-babanın birlik ve beraberliğini bozan en önemli nedenlerdendir. Bu durumda çocuk ve ergenin gözünde hem fiziki veya sözlü baskı uygulayan hem de buna maruz kalan kişi güçsüz görünür. Biri kendisini kontrol edemediğinden, dengesiz davranışlarından, diğeri de bunlara engel olamadığından dolayı güçsüzdür. Anne-babanın birbirini sürekli suçlaması, ağır konuşması sonucu ortaya çıkan stresli iletişim şekli bilhassa ergenlik döneminde gençleri aileden uzaklaşmaya iterek, disiplinin sağlanmasını zorlaştırır.

Bazen çocuk ve gencin içinde bulunduğu ruh hali, tek bir şiddet davranışı travmaya yol açabilir. Ayrıca sadakatsizlik anne-babanın bir duruş sergilemesine engel olan önemli nedenlerdendir. İnternet ve cep telefonlarının bilinçsiz kullanımının da artırdığı bu ciddi sorun, aile bağlılığını bozduğu kadar anne-babanın çocukları gözündeki saygınlığını yitirmesine yol açıp disiplinin sağlanmasını da zorlaştırır. Güven sorunu yaşayan eşlerin çocuklarında ciddi ruhsal bunalımlar ve kişilik bozukluğuna da yol açan kurallara uymama şeklinde isyankâr davranışların görülme sıklığı diğer çocuklara göre çok daha fazladır. Bu durum, çocuk ve gençlerin sadece aile içi güvenlerini sarsmakla kalmayıp geleceğe ümitle, güvenle bakmalarına da engel olur.

Farklı tutumlar çatışmaya yol açabilir

Farklı bakış açıları ve değerlerin farklı yorumlanması, ergenlerde disiplin sorunlarına yol açar. Gencin bilgisayar ve televizyonu kullanmadaki serbestliği, karşı cinsle konuşma şekli, giyim kuşam şekli gibi büyük ölçüde değerlerle alakalı konulardaki anne-babanın farklı düşünmesi, birlikte hareket etmeyi engeller. Çocuğun yatağa yatma saatinin belirlenmesi, yemek düzeni, ders çalışma programı, arkadaşlarıyla gidip gelmesi gibi konularda anne-baba farklı düşünebilir. Yine çocuğun yemek yememe, yatağında yatmama, kardeşe karşı saldırgan tutumlar gibi olumsuz davranışlar karşısında farklı yol izlemek isteyebilirler. Bu farklı tutum, düşünce ve davranışların her ikisi de doğru ya da biri çok yanlış biri de doğru olabilir. Farklı tutum, metot ve davranışların birbirini olumsuz etkilememesi için olabildiğince birlikte hareket etmeye, farklılık durumunda da birbirine saygılı ve anlayışlı olmaya gayret edilmelidir.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Farika Teymur Artır
Kaynak: Zaman