Bir Amerikalı ile bir Rus işadamı ormanın içinde bulunan bir otelin çevresinde dolaşmaktadır. Aniden aç bir aslan üzerlerine doğru saldırmaya başlar. Her ikisi de korkup aynı anda ormanın içine doğru kaçarlar. Bu sırada Amerikalı oturarak çantasından spor ayakkabılarını çıkarıp giymeye başlar. Rus, bir yandan kaçarken bir yandan da şaşkınlık içinde sorar:

— Sen o spor ayakkabılarını giyerek, aç bir aslandan daha hızlı koşabileceğini mi sanıyorsun?

Amerikalı, spor ayakkabılarını giydiği gibi hızla koşmaya başlar. Önce Rus'u yakalar, sonra da geçer. Çünkü biri iş ayakkabılarıyla, diğeri spor ayakkabılarıyla koşmaktadır. Rus'u geçen Amerikalı dönüp cevap verir:

— Ben o spor ayakkabılarını giyerek aç bir aslandan daha hızlı koşarım demedim, senden daha hızlı koşarım dedim!

İş adamlarına yönelik düzenlenen "etkili yönetim ve liderlik becerileri" seminerlerinde sık sık anlatılan bu hikâyeden çıkarılabilecek üç ders vardır:

1. Uzun vadede farklı sonuçlar almak için bugünden rakiplerin düşünmediği farklı bir şey yapmak gerekir.

2. Amerikalılar ile Ruslar fıkralarda bile soğuk savaş yaparlar.

3. Ormanda gezinirken, bir Amerikalının "yoldaşlığına" asla güvenmemek gerekir!

Bu makalenin konusu ?ark ile Garp'ın başarıya bakışının karşılaştırmalı analizidir.

Ayrıca, başarı kültürü ile kişisel başarı süreci arasındaki ilişki ve başarı ahlakı ile başarı tekniği arasındaki ilişki de incelenecektir. Makalede zamana ve yere göre değişmeyen başarı kuralları ve kişisel başarı için stratejilere de yer vereceğiz. Cevabını bulmaya çalışacağımız en önemli sorulardan biri de şu olacaktır: Işık Doğudan yükselirken, neden ve nasıl göz kamaştıran başarılar Batıdan yükseliyor?

İnsanlar temelde 5 şeyin peşinde koşarlar: ?öhret, servet, şehvet, kudret ve hikmet.

?öhret başkaları tarafından tanınmayı; servet yüksek gelir ve servet sahibi olmayı; şehvet, haz ve mutluluğu maksimumda yaşamayı; kudret insanlara istediğini yaptıracak kadar güç ve iktidar sahibi olmayı; hikmet ise bilgi ve kültür seviyesini artırmayı ifade eder. İnsan hayatındaki bu 5 temel beklenti aynı zamanda 5 hırs kaynağını gösterir: ?öhret hırsı, şehvet hırsı, servet hırsı, kudret hırsı ve hikmet hırsı.

Lider vasıflı insanlar, saydığımız hırs türlerinin baskınlığına göre kariyer seçerler. Kudret düşkünleri genellikle politikayı, şöhret düşkünleri sanatçı olmayı, servet düşkünleri işadamı olmayı, hikmet düşkünleri yazar ya da gazeteci olmayı tercih etmektedirler.

?öhret peşinde koşmak "renkli" bir hayat, hikmet peşinde koşmak "anlamlı" bir hayat, servet peşinde koşmak "konforlu " bir hayat, şehvet peşinde koşmak "mutlu" bir hayat, kudret peşinde koşmak "ayrıcalıklı" bir hayat sağlar. Tabii peşinde koşulan şey elde edilmiş ise. İnsanlar asırlardır şöhrete, şehvete, servete, kudrete ve hikmete götüren yolları aramıştır. Örneğin Hint kültürünün şaheserlerinden biri olan Kama Sutra adlı kitapta yazar Vatsyayana "şehvetli" bir hayatın nasıl yaşanabileceğini kılavuzluk yaparak açıklamaktadır. İtalyan Makyavel'in yazdığı Prens adlı kitap ise kudretin kanunlarını anlatmaktadır. Amerikalı yazar Dale Carnegie mutluluk ve başarının yollarını anlattığı kitaplarıyla milyonlarca insana ulaşmıştır. Aynı şekilde Napoleon Hill, yazdığı Düşün ve Zengin Ol adlı kitabıyla 20. yüzyılın başında zengin olmak için bilinmesi ve yapılması gerekenleri açıklamıştır. Tabiatın ve insanın gizemini ve hikmetini çözmek için nelerin yapılması gerektiğini eski Yunan filozofları ve Çin-Hint kültürüne ait ruhani liderler, çok sayıda kitap yazarak açıklamıştır.

Başarı ve kültürün başarıya etkisi

Başarı, seçilmiş bir hedefin elde edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu seçilmiş hedefin elde edilme sürecinde yapılması ve yapılmaması gerekenler vardır. Bunları geçmiş deneyimlere ve mevcut gerçeklere göre yorumlayan kitaplara "başarı kılavuzu" denilmektedir. Bu tür kitapların temel varsayımı, başarının "öğrenilebilir" bir sonuç olduğudur.

Ulusal başarı kültürü, bireysel başarı sürecini ciddi oranda etkilemektedir. Bu ilişki balıklar ile okyanus arasındaki ilişki gibidir. Balıklar nasıl ki içinde yaşadıkları okyanusun kaderine ve iç şartlarına tâbi ise, insanlar da içinde yaşadıkları kültürün "niyetlerine" tâbidir. Eğer o kültür insanların bireysel değil toplu halde iş başarmasını istiyor ise, rüyalarını tek başına gerçekleştirmeyi hedeflemiş olan kişi başarısızlığa uğrayacaktır. Oysa başka bir kültürde o kişi, o tarzı ile çok başarılı olabilirdi. Burada cevabı düşünülmesi gereken sorulardan biri şudur: Stephen Hawking, Malezya'nın bir kasabasında dünyaya gelse idi yine de ünlü bir fizikçi olabilir miydi?

Başarı kültürlerini karşılaştırırken 7 soruya cevap aranmalıdır:

1.       Proaktif başarı kültürü mü yoksa reaktif başarı kültürü mü?

2.       Bireysel başarı mı, grup halinde gerçekleştirilen başarı mı üstün tutuluyor?

3.       Kadercilik anlayışı mı, kontrolcülük anlayışı mı baskın?

4.       Yeteneğe mi yoksa ilişkilere mi daha çok değer veriliyor?

5.       İç disiplin mi yoksa dış disiplin mi tercih ediliyor?

6.       Negatif düşünme mi yoksa pozitif düşünme mi üstün tutuluyor?

7.       Kanaatkârlık mı yoksa talepkârlık mı tercih ediliyor?

Her iki başarı kültürünü değerlendirdiğimizde Doğu kültürünün reaktif davranış tarzını, grup halinde gerçekleştirilen başarıyı, kadercilik anlayışını, ilişkilerin ve dış disiplinin üstünlüğünü tercih ettiği, genelde hüzünlü ve negatif düşünmeyi seçtiği, kanaatkârlığı talepkârlığa tercih ettiğini düşünebiliriz. Batı kültürü ise bunların tam tersini tercih etmektedir.

"Avrupalı" başarı kültürü

Avrupa ve Amerika toplumlarının oluşturduğu bu başarı kültürü son yıllarda hızla "Amerikan usulü"nün etkisi altına girmektedir. Amerikan usulü başarının temeli metodik ilerlemedir. Amerikalı akademisyenler ve işletmeciler yönetimin ve başarının kişilere göre değişmeyen, bilimsel, kontrol edilebilir yollarını arayıp durmaktadır. Amerikan başarı kültüründe risk alma ve rekabet etme özendirilmektedir. Bireysellik ve konformist eğilimler tercih edilmektedir. Toplum için değil, kendisi için başarma, en dipten en üste çıkmak teşvik edilmektedir.

Avrupa-Amerika kültürünün başarı ile ilgili temel kabulleri şöyle özetlenebilir:

1.       İnsanlar kendi kaderini seçebilir, değiştirebilir ve kontrol edebilir.

2.       Başarılı olmak öğrenilebilir ve öğretilebilir.

3.      Bir insanın hayatta başarılı olup olmayacağını belirleyen şey karşılaştığı olaylar değil, olaylar karşısında ne yaptığıdır.

4.       Her işi yapmanın daha iyi bir yolu vardır.

5.       Her zaman daha fazlasına, daha iyisine, daha çoğuna sahip olmak için çalışılmalıdır.

6.       Her insan başarılı olmak için gerekli iç kaynaklara sahiptir.

7.       Başarının ölçüsü, kişinin kendi isteklerini gerçekleştirme düzeyidir.

8.      Kişilerin neleri başarabilecekleri hakkındaki inançları, neleri başarabileceklerini de belirler.

9.       Dış başarının temeli iç başarıdır.

10.   Kişinin yapabileceklerinin limitini yetenek ve eğitim seviyesi, yaptıklarının limitini ise moral ve motivasyon seviyesi belirler.