Kezban, çok saldırgan bir genç kadındı. İşyerinde özellikle çalıştığı diğer kadınları her fırsatta ezmeye çalışırdı. Bir toplantıda kendini öne çıkarmak için rahatça başkalarının yaptıklarını yerden yere vurabilirdi. Genel olarak işinde ve daha birçok konuda çok bilgiliydi ve diğer insanların cehaletlerini ya da bilgi eksiklerini her fırsatta en sert şekilde yüzlerine vururdu. Kezban'ın üniversite yılları da benzer şekilde geçmişti.

Sınıf arkadaşlarını ve fırsat buldukça hocalarını aşağılardı. Birinin bir hatasını yakalamaya görsün, en acımasız şekilde onu yerden yere vururdu. Bunun sonucunda neredeyse hiç yakın arkadaşı olmadı. Çünkü insanlar konusunda hiç ayrım yapmaksızın bu saldırgan tavrını sürdürüyordu.

Birini aşağılamak istediği zaman hiçbir şey bulamasa yalan bile söyleyebilirdi. İşyerinde çalışma arkadaşlarından birine toplantıdayken "Senin YTK337'den haberin yok mu? Bütün rakip işyerleri YTK337 kullanıyor. Biz kumda oyun oynuyoruz." diye çıkıştı. Arkadaşı "YTK337 de nedir?" deyince, "?una bakın daha YTK337'yi bilmiyor, ama üretim müdürüyüm diye dolaşıyor." diye arkadaşını toplantıda küçük düşürürdü. Aslında YTK337 tamamen uydurmaydı.

Bütün mükemmeliyetçi görüntüsüne rağmen kendisi kurallara da uymazdı. Sadece bütün yaptıklarını, kurallara uymadığını hissettirmeden yapardı. Onun için kuralın da bir değeri yoktu. Kadın-erkek ilişkilerinde de ciddi anlamda ahlakî bir erozyon içindeydi. Bütün bunlarla birlikte kendi yaptıklarının ve seçimlerinin doğruluğuna da fazlasıyla inanmıştı. İnsanların en akıllısı oydu ve diğerleri aptaldı.

Bütün her şey Kezban açısından yolunda giderken, çalıştığı şirkete Bilge isminde yeni bir genel müdür geldi. Oldukça sakin ve insanları dinleyen bir adamdı. Bilge Bey, Kezban'ın saldırgan tavırlarını hemen tespit etti; onunla kalmadı Kezban'ın birçok şirket prosedürüne uymadığını da fark etti. Ama daha önemlisi bir toplantıda Kezban'ın bir arkadaşını küçük düşürmek için uydurduğu "DNG1116" öyküsünü de yakaladı. Kezban'ın yalan söylediğini anlayınca, toplantıdan sonra Kezban'ı odasına çağırdı ve yalanını yüzüne vurdu. Kezban, hayatında ilk kez köşeye sıkışmıştı. Bilge Bey, iki ay içinde Kezban Hanım ile ilgili tüm olumsuz tespitlerini sıraladı. Son olarak "Değersizsiniz! Bütün bunların nedeni bu." dedi ve İnsan Kaynakları bölümünü arayarak Kezban Hanım'ın işten çıkarılmasını istedi.

Kezban şoke olmuştu. İşten çıkarıldıktan sonra birkaç hafta kendine gelemedi. Hiç konuşmuyordu. Kulağında sürekli olarak Bilge Bey'in "Değersizsiniz!" sözü çınlıyordu. O gün hatalarını söylemesi normaldi; ama neden o sözü kullanmıştı? Bir türlü anlamıyordu. En sonunda Bilge Bey'e telefon açtı ve görüşmek istediğini söyledi. Bilge Bey, çok uygar bir insandı ve görüşmeyi kabul etti. Görüştüklerinde çok kısa bir hatır sorma aşamasından sonra Kezban Hanım sordu: "Bana neden değersizsiniz dediniz?" Bilge Bey, cevap verdi: "Gerçekten değerli olan insanlar başkalarına saldırmazlar. Yalan söylemezler. Bir sistemin kurallarına uyuyormuş gibi yapmazlar. İkiyüzlü değillerdir. Değersizliğinizin kaynağı büyük ihtimalle çocukluğunuzdur. Ailenizce yeterince sevilmemiş ve onaylanmamış olabilirsiniz. Sizin değerli olmanızdan çok yeterli olmanızla yani okul başarınızla ilgilenilmiş olabilir. Değerli olmak, iş hayatında başarılı olmakla, bilmek ve yapabilmekle ilgili değildir. Dürüst olmak, başka insanlara saygı göstermek, birtakım değerlere sahip çıkmak ve korumakla ilgilidir. Eğer bütün bunları kendi kendinize yapamıyorsanız, var olan bir değer setine sarılabilirsiniz. Hepimiz bu yaşamda bir kutu tutuyoruz ve sizin yaşamınızda tuttuğunuz kutunun içi boş. İçi değerli şeylerle dolu bir kutu tutun. Değerler sistematiği olan bir yaşam yolu edinin. Örneğin, dinler insana bir değer sistematiği verir. İster Müslüman olun, ister Hıristiyan, bir din size bir değer seti verir. Gerçekten dindar biri aynı zamanda dürüst, ahlaklı, çalışkan ve saygılı da bir insana dönüşür. Bir felsefe edinin. Dağcı felsefesi, sporcu felsefesi... Seçimi siz yapın ve o yaşam yolunun değerlerini hayata geçirin. Eğer o değer setini hayata geçirirseniz siz de değerli olursunuz."