Birçok anne çocuklarına, "Canımdan bezdirdiniz, yataklara düşeceğim", "Konuşmayın benimle, ben sizin anneniz değilim", "Ben ölürsem kime anne diyeceksiniz bakalım" sözleriyle duygusal şantaj yapar.

Anne-baba olmak maddi ve manevi fedakarlık isteyen zor bir meslek. Yüce Yaratıcı'nın emaneti olan çocuklarınızın hem fiziksel birtakım ihtiyaçlarını karşılayacaksınız hem de duygusal gereksinimlerine cevap vereceksiniz. Modern çağın getirmiş olduğu birtakım yaşam stresleriyle gerginleşen ilişkilerde, soğukkanlı, sabırlı, eğitimli anne-babalar bile zamanında yapılan uyarılara aldırmayan, içinden gelen coşkun duygularını yaramazlıklarıyla birleştiren afacan çocuklara zaman zaman yüksek sesle çıkışmak, bağırmak ve birtakım fiziksel şiddet uygulamak durumunda kalabiliyor. Çocuklar yaramazlık yaptığında kimi ebeveynlerin çocuğun poposuna şefkatli bir kuvvet uygulamaları mazur görülebilir; ancak bunun dışındaki çocuğa uygulanan aşırı fiziksel şiddet ağır dramatik sonuçlar doğurabilir. Anne babaların üzerinde durması gereken diğer bir konu da çocuğa uygulanan duygusal şiddet. Çocuk yediği bir tokadın acısını kısa bir sürede unutabilir, oysa çocuğun maruz kaldığı duygusal şiddet, fiziksel şiddetten çok daha ağır sonuçlara yol açabilir.

Duygusal şantaj çocuk üzerinde ne tür sonuçlar doğurur?

Duygusal şiddet, ebeveynlerin çocuklarına olan sevgilerini silah olarak kullanmaları, sevgi göstermemeleri, aşağılama, devamlı eleştirme, başkalarının önünde küçük düşürme, tehdit, gururunu incitme gibi ruh sağlığını bozucu eylemler duygusal şiddet kapsamındadır. Çoğu annenin ağzından dökülen şu cümleler, çocuğa yapılan duygusal şantaja iyi birer örnek:

"Beni üzün siz! Annesiz kalırsanız görürsünüz", "Canımdan bezdirdiniz, yataklara düşeceğim", "Konuşmayın benimle, ben sizin anneniz değilim", "Ben ölürsem kime anne diyeceksiniz bakalım, üvey anne elinde büyürseniz değerimi anlarsınız" gibi sürüp giden yalvarmalar ve yakınmalarla kısa bir süre için çocuğunuzu tedirgin ederek uslandırabilirsiniz. Ancak uzun vadede bu tür yanlış disiplin uygulamaları çocuğun ahlak ve vicdan gelişimini olumsuz etkiler. Özellikle Yüce Yaratıcı'nın ismiyle çocukları korkutmak kalıcı tedirginliklere sebep olur. "Allah her yaptığını görür, cehennemin alevleri içinde yanarsın, ağzın yüzün çarpılır taş olursun" gibi sözler küçük çocukları çok ürkütür. Allah (cc)'ı acımasız bir varlık olarak tanırlar.

Tıpta en değerli tedavi yöntemlerinden biri rahatsızlığı önlemektir, koruyucu hekimlik yapmaktır. Mesela aşı en iyi ilaçtır. Rahatsızlık, ortaya çıkmadan engellenir. Burada da aynı durum söz konusu. Öncelikle ebeveynlerin bilinçlenmesi gerekiyor. Bunun için ailede çocuğun güvenlik ihtiyacı karşılanmalı. Çocuk seviliyorsa ve bunu da ona hissettiriyorsanız, genel olarak uyumlu, hoşgörülü düzgün bir insansanız kızgınlık anındaki tepkileriniz fiziksel olabilir. Bunun için kendinizi suçlamanıza gerek yok. Bunun dışında kendini tutamayan, her defasında fiziksel ceza uygulayan ve öfkesini kontrol edemeyen ebeveynler yıkıcı olabiliyor. Bu durumda üçüncü şahıslardan yardım gerekebilir. Bunun için aileler, danışmanlık hizmetleri veren rehberlik araştırma merkezleri, halk eğitim merkezleri, okulların psikolojik danışma ve rehberlik servisleri, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından yararlanabilirler.