Küçük yaştaki kıza cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı davada serbest bırakılan yazar Hüseyin Üzmez'le gündeme gelen çocuk istismarı Türkiye'de sanılanın çok üstünde. Uzmanlar, ailelerin ve çocukların çevreden dışlanmaktan korktuğu için bu tür istismarları sakladığını söylüyor.

Buna rağmen resmî raporlara yansıyan veriler bile durumun geldiği boyutları gözler önüne sermeye yetiyor. Bu yıl Emniyet'in cinsel suçlarla ilgili hazırladığı raporda 1999'da 642 olan tecavüz vakaları 2007'de bine yaklaştı. 2007'de bin 268 vakada bin 800 çocuk cinsel saldırıya uğradı. 2008'in sadece ilk 3 ayında ise bu rakam 209. Sadece kız değil erkek çocukların da cinsel istismara uğradığına dikkat çeken uzmanlar, ailelerin küçük yaşlardan itibaren çocuklarını bilinçlendirmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Türkiye'de çevresi veya yakını tarafından istismara uğrayan çocuk sayısı yeterince bilinmiyor. Çünkü cinsel istismara uğrayan çocuk, olay yaşandıktan sonra uzun süre bunu ailesine anlatamıyor. Mağdur, olay tekrarlandığında ya da korkusunu aşabildiğinde yaşadıklarını ebeveynlerine anlatabiliyor. Ancak bu kez de aile durumu paylaşmaktan çekiniyor. Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Doç. Dr. Figen Şahin, cinsel istismara uğrayan çocuğunun ileride evlenememesinden korkan ebeveynlerin şikâyetçi olmadıklarını belirtiyor. İstismara uğrayan kız çocuklarının namusunun kirlendiği yönünde yaygın bir inanış olduğunu dile getiren Şahin, "Bu nedenle yaşanan acılar örtbas ediliyor. Hâlbuki böyle bir şeye uğrayanın değil bunu yapanın namusunun kirlenmesi gerekir. Bunun için bu tür suçları işleyenlerin ifşa edilmesi şart." diyor.

Doç. Dr. Şahin, cinsel istismarın bir çocuğun dünyasını tamamen altüst ettiğini vurguluyor. Travma yaşayan küçüklerin geleceğe karşı karamsar olduğunu anlatarak, bu vakaların mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor. Ona göre cinsel istismarda işsiz baba, ekonomik sıkıntı, hasta ya da pasif kişilikli bir anne, ebeveynlerin eğitim seviyesi ve sosyal yaşam biçimlerinin düşük olması risk faktörü. Türkiye'de kız çocuğunun korunup, erkeklerin gözardı edildiğine dikkat çeken Şahin, bu nedenle erkek çocukların "daha kolay hedef" olduğu görüşünü savunuyor. Figen Şahin, öz güveni gelişmiş olan çocukların tacizle karşılaştıklarında bu duruma sessiz kalmadıklarının altını çizerken, ailenin ne olursa olsun çocuğunun yanında olduğunu evladına hissettirmesi gerektiğini ifade ediyor.

Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Türkay Asma ise çocuk istismarı konusunda yetişmiş hâkim ve savcının azlığından yakınıyor. Çocuğun ifadesinin bile doğru dürüst alınamadığına işaret eden Asma, toplum olarak cinsel istismarın yeterince farkına varılmadığını aktarıyor. Hukuk, koruma ve terapi birimlerinin birlikte çalışmasını isteyen Asma, uzmanın çocukla iletişim kurduktan sonra ifade alması gerektiğini vurguluyor.

Küçük yaşta kendisini korumayı öğretin

Çocuğunuza küçük yaştan itibaren cinsel eğitim verin.

Bedeninin özel yerleri olduğunu anlatın.

Yanında çıplak durmayın ve çıplaklığın sakıncalı olduğunu söyleyin.

Başka birisinin özel yerlerine dokunmasının normal ve doğru olmadığı anlatın.

Bu konularda "hayır" diyebilmesi gerektiğini söyleyin.

Kendini cinsel istismardan nasıl koruyacağını öğretin.

Özel yerlerine dokunmak ve bakmak isteyenler olduğunda, o ortamdan uzaklaşmasını isteyin.

Yardım istemekten ve direnmekten asla korkmaması gerektiğini tembih edin.

Sakıncalı gördüğü insanları sizinle paylaşması gerektiğine ikna edin.