Soru soran ve sorularına anlamlı cevaplar alabilen çocuklar kendilerini daha değerli ve özgüvenli hissediyor. Uzmanlar, çok soru soran çocuklara 'anormal' muamelesi yapan ebeveynleri uyarıyor.

İyi-kötü ayrımı yapmaksızın her şeyi soran, annesini, babasını ve bakıcısını soru yağmuruna tutan çocuklar genelde 'problem çocuk' olarak görülüyor. Ancak çocuk eğitimi uzmanları, halk arasında bilinenin aksine, çok soru soran çocukların kendini güçlü, özgüvenli ve değerli gördüğü görüşünde. Uzman psikolog Melek Güngördü, "Çocuklar en mahrem hususları bile sırf öğrenmek için sorarlar." dedi. Çocuklara en zararlı cevabın, 'Sus bakayım! Böyle soruları sormak çok ayıptır! Bir daha böyle sorular sorduğunu duymayayım!' gibi küçük düşürücü cevaplar olduğunu belirten psikolog Güngördü, "Halbuki terbiye sınırları içinde kalarak, teferruata girmeden cevap vermek mümkündür. Anne-babaları ve bakıcıyı telaşa düşüren, onların bu tür soruları kendi yetişkin tecrübelerine göre algılamaları ve değerlendirmeleridir." diye konuştu.

Güngördü, çocukla iletişimin açık ve etkili olması için anne ve babaların samimi bir ilgiyle dinlediklerini hissettirmeleri gerektiğini ifade etti. Çocuk eğitiminde anne ve babalara büyük sorumluluk düştüğünü anlatan Güngördü, iyi bir dinleyici olabilmenin aktif ve yoğun çaba gerektirdiğini vurguladı. Anne ve babanın dinlemeye gerçekten hazır olduklarını çocuğa öncelikli olarak göstermesi gerekiyor. Duygularını anladıklarını çocuğa hissettirmeliler. Eğer çocuk anne-babası tarafından dinlendiğini ve anlaşıldığını hissederse, kendine değer verildiğini bilecek ve konuşmaya devam etmeye de istekli olacak.

Çocuklarla 'nutuk çekme' şeklinde bir iletişim kurulmasının yanlış olduğunu kaydeden Güngördü, çünkü onların büyüklerinin tecrübelerinden tamamen habersiz olduklarını aktardı. Çocukların nazarında 'bu oyuncak nasıl yürüyor' sorusu ile 'çocuk nasıl doğuyor' sorusu arasında fark olmadığına dikkat çeken Güngördü, "Vereceğiniz basit cevaplar bile ona yeterlidir. Fazlasını ne sorar ne de merak eder. Ancak, gerçeğe aykırı, uydurma cevaplar verirseniz, büyüdüğü zaman sizinle alay edecektir. Güngördü, çocukların sorularına cevap verirken, asla işin detaylarına ve teferruatına girilmemesini tavsiye etti. Detaya girildiğinde çocuğun sıkılacağını anlatan Güngördü, şöyle konuştu: "Bazen siz bir soruyu cevaplandırırken, açıklamanızı bitirmeden çocuk başka bir soru sorar. İnsanlar da 'bu çocuk neden böyle yapıyor' diye kızar, hatta çocuğunun zekâsı konusunda şüpheye düşer. Eğer çocuk, verdiğiniz cevap bitmeden başka bir soru sorarsa, biliniz ki cevabınızı uzun ve sıkıcı bulmuştur. Bu gerçeği bilmeyen ve çocuğun seviyesine inemeyen anne-babalar kızar, 'Sen ne aptalsın, hem soruyor hem dinlemiyorsun!' derler. Hele bu tür aşağılamalar başkalarının yanında ve umumi yerlerde yapılıyorsa, çocuğu tahmin edemeyeceğiniz derecede derinden üzecektir. Öyle ki çocuk da zamanla geri zekâlı olduğunu zannedecek, ümitsizliğe düşecek ve içinde aşağılık duygusu gelişecektir. Etkili iletişim, çocuklara değer vermeyi, problem çözmeyi ve başkalarıyla iyi geçinmeyi öğretmek için temel bir kuraldır."