Demokratik anne-babayla, baskıcı ve otoriter anne-baba arasındaki farkı, verilen tepkiler oluşturur. Tepki dilinizi ayarlayabilirseniz, çocuğunuzla iletişiminizin daha iyi ve güzel olacağını bilmelisiniz.

Çocuğun kişilik yapısı üzerinde anne-babanın beden dili, konuşma tarzı, hal ve davranışı ve sözel dildeki duygu ve düşünce içeriği ile kullanılan kelime ve kavramlar önemlidir. Bunların birçoğu çocuğun davranışı karşısında anne ve babanın tepkisi olarak ortaya çıkar. Baskıcı veya otoriter anne-baba tutumunun tavsiye edilen demokratik anne-baba tutumundan farkı büyük ölçüde bu tepkilerde kendisini gösterir. Anne-baba ile çocuk arasında iletişim sorunlarının önlenmesi, çocuğun kurallara uymakta zorlanmaması, kendine güvenli olması tepkimizin şekline bağlıdır.

Çocuklarla iletişimde tepki eşiği çok önemlidir. Eğer çocuğumuzla duygusal açıdan yakın, değer veren, dinleyen ve açıklayan bir iletişim içinde isek çocuğumuz bizim nelere önem verdiğimizi bilir. Tepki eşiği hayatın ilk aylarında çocuk üzerinde etkili olmaya başlar. Mesela çocuk sebepsiz yere ağladığında, yemek yedirirken yemeyip ağzındakini püskürttüğünde, biraz daha büyüyüp eşyaları döküp kırdığı, prizlere uzandığı sırada gösterdiğimiz tepki şekli çocuğumuza karşı tepkimizin eşiğini belirler.

İlk aylar, çocuğun gözle takip edilmesi veya tehlikelerden uzak tutulması, gelişimine göre serbestlikler verilmesi gereken bir zamandır. Böyle olunca da çocuk olumsuz bir davranış yaptığında hafifçe kaşımızı kaldırmamız, sakin bir şekilde yapmamasını söylememiz, çocuk prize uzanmak gibi tehlikeli bir şey yapıyorsa çok tehlikeli olduğunu söylememiz bile yeterli olur. Küçük çocukları izlerseniz yeni bir davranış yaptıklarında sürekli anne-babalarını izlerler. Bazı anne-babalar çocuğun en küçük olumsuz davranışında bağırma, haykırma şeklinde tepki verir. Bu da mizaçlarına bağlı olarak bazı çocukların bu tepkilere karşı duyarlılığının azalmasına yol açabilir. Böylece bu tür tepkilere önem vermeyip kendi istediğini yapmaya devam edebilir. Ancak daha şiddetli tepkilerde olumsuz davranışı durdururlar. Bu şekilde çocuklarına şiddetli tepkiler veren, tepki eşikleri yüksek anne-babaların hem yaptıkları bağırma, dayak gibi tepkilerden suçluluk duymamak hem de kendilerini savunmak için "Çocuğum hiç söz dinlemiyor, sakin olmaya çalışıyorum, ne kadar söylesem de dinletemiyorum. Ancak bağırdığımda ya da fiziksel ceza uyguladığımda sakinleşiyorlar." demeleri çok üzücüdür.

Çocukta psikolojik veya organik bir sorun olmadıkça çocuklar son derecede uyumlu bireylerdir. Ancak şiddetli tepkilerde anne-babayı dinliyorsa çocuk benlik gelişimi sebebiyle bu tür davranışlarda bulunuyor ve kendini ispata çalışıyor da olabilir. Bu durumda ailenin biraz daha sabırlı, toleranslı ve çocuğu iyi dinleyip açıklayıcı olması gerekebilir. Şiddetli tepki göstererek disiplin altına almak çocuğun mizacına göre ya pasif ya da isyankar bir kişilik geliştirmesine yol açabilir. Çocuğu olumsuz şekilde davranmaya iten bedensel veya ruhsal bazı sıkıntıları da olabilir. Anne-babanın tepki eşiğini yükseltmek yerine çocuğun duygusal veya diğer ihtiyaçlarına eğilmesi sorunun çözümünü kolaylaştırır. Şiddet, şiddeti getirmektedir. Çocuğa şiddetli tepkiler göstermek, onun da ailenin diğer bireylerine karşı sert tepkiler vermesine yol açabilmektedir. Otoriter anne babasına karşı pasif kalan bir çocuğun kendinden küçüklere karşı son derecede agrasif davrandığı çok görülür.

Tepkinin zamanında verilmesi gerekir

Anne-babalar bazen dalgın veya meşgul olduklarında olumsuz bir davranış karşısında hemen tepkilerini göstermezler. Bu, çocuğun kendi bildiği gibi davranmasına yol açar. Mesela depresyonlu anne ve babaların çocuklarında ilgi eksikliği veya tutarsızlığa bağlı olarak olumsuz davranışlar görülebilmektedir. Anne-babalar gösterdikleri tepki şeklinde tutarlı olmak durumundadırlar. Çocuk benzer davranışa bir sefer hiç tepki almaz, bir başka sefer de şiddetli tepki alırsa bu, çocuğun bocalamasına ve olumsuz stres hormonlarının salgılanmasına yol açmaktadır.

Organik ve psikolojik rahatsızlıklar kontrolsüz tepkilere yol açabilir. Anne-baba tepkisini kontrol edemiyor, çocuğun basit bir olumsuz davranışında ani veya şiddetli tepki gösteriyor, çabuk sinirleniyor, çocuğu rencide edecek sözler kullanıyorsa bu durumda da kendi ruh ve beden sağlıklarının yerinde olup olmadığını düşünmelidir. Pek çok ruhsal ve organik hastalığın başta eş ve çocuklar olmak üzere insan ilişkilerindeki davranışları olumsuz şekilde etkilediği unutulmamalı ve tedavi yoluna gidilmelidir. Çocuğun olumsuz davranışları karşısında ne yapacağını şaşıran anne-baba, panik içinde farklı metotlar denemekte, bu da problemin daha da büyümesine neden olmaktadır. Çocuğun bazı olumsuz davranışlarını görmezlikten gelmek de bir eğitim metodudur. Fakat bu durumda da yakın bir zamanda ya bir hikaye ya da nasihatle o olumsuz davranış üzerinde durulması olumsuz davranışın yerleşmemesi açısından önemlidir.