Çay ve Türkleri bir de Katharine Hanım'dan dinleyin

Türk çayı için tavşan kanı derler. Siyah ya da yeşil değil, kırmızıdır. Tıpkı her vatansever Türk'ün damarlarından akan kan gibi...

Tıpkı göklerde gururla dalgalanan bayrakları gibi... Eşsiz güzellikteki halılarındaki kırmızı yün gibi... Tıpkı ilkbaharda açan ateş kırmızısı laleler gibi kendisine çok benzeyen bu çay bardağına yansır." Bu sözler Türk insanını ve Türkiye'yi bir bardak çaya benzeten Amerikalı yazar Katharine Branning'e ait.

Tam bir Türkiye âşığı olan Branning'in Türkleri ve çayı anlatan bu videosu, sosyal paylaşım sitelerinde izlenme rekorları kırıyor. Öyle ki yazara gelen yorumlar hep şu yönde: Bir yabancı nasıl olur da Türkleri ve onların vazgeçilmezi olan çayını bu kadar güzel tarif edebilir? 'Evet Bir Bardak Daha Çay İstiyorum' adlı kitabın da yazarı olan Branning, çaya olan merakının şöyle başladığını dile getiriyor: "Türkiye'de başka şansınız yok. Çay size sürekli ikram ediliyor; çünkü çay, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası. Bana göre çay Türkiye'nin sembolü, Türkiye ile ilgili tüm olumlu şeylerin simgesi." Türkiye'ye ilk defa 1978 yılında geldiğini kaydeden Branning, Türkiye'ye olan ilgisinin Selçuklu dönemi sanatıyla başladığını belirtiyor. İslami sanatlara giriş dersindeki bir dia gösterisinde, Sivas'taki Gök Medrese'yi gördüğüne ve çok etkilendiğine dikkat çeken Branning, "Bu yapıyı inşa edebilen insanlarla tanışmamın da gerekli olduğunu düşündüm ve öyle de yaptım.'' şeklinde konuşuyor. New York'ta yaşayan ve Türk dostları tarafından kendisine 'Kadriye' adı verilen Katharine Branning, kentteki Fransız Enstitüsü'nün hem başkan yardımcılığı görevini sürdürüyor hem de kütüphanesinin müdürlüğünü yapıyor. Branning, Türkiye ile ABD arasında köprüler kurulmasına yazı ve çalışmalarıyla katkıda bulunmak istediğini kaydediyor.