Anne babaların, çocuklarının hata yapmalarına karşı tolerans göstermeyen yaklaşımları ve mükemmeliyetçi tutumları çocuklarda kaygıyı artıran ve başarıyı engelleyen tutumlar arasında yer alıyor.

Çocuğun başarısızlıklarına ailenin gösterdiği tepki, kaygının artmasına sebep olabiliyor.

Çankaya Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Gürcan Özhan, çocuğun başarısızlıklarına ailenin gösterdiği tepkinin kaygı artırıcı bir tutum olduğunu belirtti. Özhan, "Zaten, senden bunu beklemek hataydı. Yapsan şaşardım. Çevremizde senden başka 3 zayıfı olan yok." gibi sözlerin çocuğu olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Çocuğa koşullu sevgi ve kabul gösterilmesinin kaygıyı doğuran bir tutum olduğunu belirten Özhan, "Sınıfını geçersen sana bisiklet alırım, sözümü dinlemezsen TV izlemene, dondurma yemene izin vermem, tarzı ifadelerden ailelerin kaçınması gerekiyor." dedi.

Huzursuzluk nedeniyle yerinde duramama, istem dışı uygunsuz davranışlarda bulunma, donuk ve hareketsiz kalma, içe kapanma, sorumluluklarını yerine getirmeme, sevdiklerinden uzaklaşma, beslenme ve uyku düzeninde bozukluk, kaygının belirtileri arasında yer alıyor. Koşullu sevgi ortamında yetiştirme, çocuğun sevgi ve ilgi görmek için diğerlerinin beklentilerini gerçekleştirmek zorunda hissetmesine yol açıyor. Çocuk ihtiyacı olan sevgi ve gereksinimi göremediğinde temel güven duygusunun gelişimi engellenir, kaygı ortaya çıkar. İyi ilişkiler yaşamak bireyin kendini güvende hissetmesine yol açar ve bu da kaygının azalmasında etkili olur. Bu nedenle aile içi ilişkiler ve çevre ile iletişim konusuna özen göstermek gereklidir.

Ailelere yapılana öneriler

·          Çocuğunuzun kaygısını anlamsız, önemsiz bir durum olarak görmeyin. Kaygılı olmayı zayıflık olarak değerlendirmeyin. Kaygılı gencin kendini hatalı, hasta veya zayıf olarak değerlendirmesine yol açacak yorum ve davranışlardan kaçının.

·          Onun başarabilecek gücü olduğuna inanın ve kendi gücüne inanmasını destekleyin. Kendi gücüne inanması ve kendine güveninin artmasını sağlayacak sorumluluklar verin.

·          Çocuğunuzu öncelikle okul rehberlik ve psikolojik danışma servisine yönlendirin.

·          Sınav kaygısına ilişkin olarak, sınavdaki başarısızlığın tahammül edilemez veya telafi edilemez sonuçlar doğuracağı yönünde mesajlar vermekten kaçının.

·          Çocuğunuzun başarısını başkalarının başarısı ile kıyaslamayın.

·          Sporun, hücrelerin daha fazla enerji harcaması ve vücudun oksijeni daha etkili kullanmasına sebep olduğunu ve dolayısı ile kaygının azaltılmasında olumlu etkisi olduğunu unutmayın.

·          Aldığınız önlemlere rağmen kaygı bozukluğu devam ediyor veya artıyorsa mutlaka bir profesyonel yardımına yönelin.