Başarı beyinde başlayıp, beyinde biten bir olay. Beynin çalışması hakkındaki bilgilerimiz şimdilik yetersiz olduğu için, herkesin kullanabileceği bir başarı haritası çizilemiyor. Başarının belirli bir reçetesi olmasa da toplumlarda başarılı sayılan insanların çoğunun kimyasında aşağıdaki unsur ve niteliklerin bulunduğunu hemen fark edersiniz.

Başarı günümüzün büyülü kelimesi... Ekonomide, sanatta kültürde ve sporda insanlar hep "başarı" peşinde. Bazıları başarı şansının kendi ayağına kadar gelmesini bekliyor. Başarı yolunun bir kitap okuduktan ya da bir önemli kişi ile tanıştıktan sonra açılacağını düşünenler de var. Başarının formülü için kitaplar yazılıyor. Ellerinde başarının reçetesi olduğunu iddia eden kişiler, insanları çıplak ayakla kor ateşte yürütüyor veya onları hipnotize ediyor. Yönetim "guru"ları etraflarına topladığı müritlerine başarının sırlarını anlatıyor. Ancak bilimin bugünkü düzeyi, başarının belirli bir formülünün veya reçetesinin yazılmasına maalesef yetmiyor. Başarı beyinde başlayıp, beyinde biten bir olay. Beynin çalışması hakkındaki bilgilerimiz şimdilik yetersiz olduğu için, herkesin kullanabileceği bir başarı haritası çizilemiyor.

Başarının belirli bir reçetesi olmasa da toplumlarda başarılı sayılan insanların çoğunun kimyasında aşağıdaki unsur ve niteliklerin bulunduğunu hemen fark edersiniz. Siz de kendinize göre bir başarı grafiği çizmek istiyorsanız, bu unsur ve niteliklerden esinlenebilirsiniz:

Adanmışlık duygusu: Kendinizi yaptığınız işe tam bir dolulukla verdiğinizde, yaptığınız iş de tüm sırlarını size açacak. Adanmışlık duygusu, zihninizi berraklaştıracak, zekânızı bileyecek. İşinize sarılıp gönlünüzü de kattığınızda yetenekleriniz daha hızlı gelişecek, yeni beceriler elde etmeniz kolaylaşacak.

Yetenek ile at başı giden bir tutku: Başarma arzusunu tüm hücrelerinizde hissedeceksiniz. İçin için yanacaksınız ama bu akkor halindeki duyguyu yeteneğinizi geliştirecek kalıplara dökmesini de bileceksiniz. Aksi takdirde hırsınız sizi de yakar. Yetenek ve becerileriniz, başarı tutkunuza yetişemediğinde ise yandınız: Hırsınız sizi de yakar bitirir. Eskilerin "kifayetsiz muhteris" dedikleri bu kişilik tipi,  fosforlu elbise giymiş kişiler gibi karanlıkta bile sırıtır.  

Geleceğe yönelmek:  Geçmişin ruhunuzdaki ipoteğini kaldırmadan gelecekteki başarıya ulaşmanız çok zor olur. Bu nedenle geçmişin sorunlarının size ayak bağı olmasına izin vermeyin. Geçmişe ancak hatalarınızın analizi için dönün. Başarı için, tüm gücünüzle geleceğe yoğunlaşın. Gelecek konusunda kafa yordukça, beyninizdeki göz daha uzakları görebilir.  

Hayalgücü: Beyninizi dar ve ufuksuz bir alana hapsettiğinizde yaratıcı çözümler üretmek zorlaşır.  Hayalgücünüzün rahatça at koşturabileceği bir özgürlük meydanı oluşturduğunuzda ise performans farklılığına ve başarıya yaklaşabilirsiniz. Ancak başınız bulutlarda olsa da yere sağlam basmayı da hiç ihmal etmeyin.  

Geleceğe yönelmek:  Geçmişin ruhunuzdaki ipoteğini kaldırmadan gelecekteki başarıya ulaşmanız çok zor olur. Bu nedenle geçmişin sorunlarının size ayak bağı olmasına izin vermeyin. Geçmişe ancak hatalarınızın analizi için dönün. Başarı için, tüm gücünüzle geleceğe yoğunlaşın. Gelecek konusunda kafa yordukça, beyninizdeki göz daha uzakları görebilir.  

Özen: İşin en rutin yönlerinde ve ayrıntılarında bile ilk günün heyecanını ve dikkatini kaybetmeyeceksiniz. Bu özen hem yaptığınız işin mükemmel olmasını sağlayacak hem de hayatınızı güzelleştirecek. İşinize ve çevrenize duyduğunuz saygıyı, özenli davranışlarla ifade ettiğinizde, başarı yolundaki engellerin birer birer ortadan kalktığını göreceksiniz.  

Hayat stratejisi: Kaynağını mutluluk anlayışınızdan alan bir başarı anlayışı ve mücadele azmi sizi başarıya adım adım yaklaştırabilir.  İmkânların, ortamın, çevrenin esiri olan ve ayağını yorganına göre uzatan bir hayat stratejisi ise size pek yarar sağlamaz. Siz imkânları zorlayacak, yorganı ayağınıza göre uzatabilecek bir stratejiyi oluşturacaksınız. Geleceğinizi beyninizde kurduğunuzda, başkalarının yazdığı senaryolarda figüran rolünü üstlenmekten kurtulacaksınız.  

En iyiyi hedeflemek: İşin başında siz en iyiyi hedeflediğinizde,  başarıya ulaşma şansınız daima vardır. Vasatlığa ve ortalama sonuçlara razı olduğunuzda ise karşınıza çıkan engeller ve aksilikler sizi başarısızlığa mahkûm eder. 

Pozitif gerçekçilik: Hareket noktanız muhakkak gerçeklik olacak ama pozitif bakış açısından hiç ödün vermeyeceksiniz. Negatiflik, yenilgiyi ve başarısızlığı daha işin başında kabul etmek anlamına gelir. Bilgili, uyanık ve çalışkan bir pozitiflik ise başarıya giden yolu aydınlatır.

İlişkiler ağı: Geçen yüzyılda başarı süreci bir merdivende yükselmeye benzerdi. O günlerde çevreye pek dikkat etmeden, çalışarak ve emin adımlarla basamakları çıkar ve hedefinize ulaşabilirdiniz. Artık durum değişti. Günümüzde başarı için bir ilişkiler ağı öreceksiniz. Bu ağ (network) ne kadar sağlam ve kalıcı olursa başarıya da o kadar çabuk ulaşabilirsiniz.

Hazırlıklı olmak: Başarıya ulaşmak için mücadele verirken, yolunuza çıkabilecek risk ve tehlikeleri daha işin başında dikkate alın.  Aksi takdirde bir başarı öyküsünün kahramanı olmak yerine, çevrenize bahane ve mazeret masalları anlatmak zorunda kalırsınız. 

Sürece ve bütüne yönelik zeka: Arada bir başarısız olsanız da,  mücadele ettikçe olayın bütününü ve akışını zihninizde canlandırmayı öğreneceksiniz. Bu yaşanarak edinilmiş zekâ sizi kanatlandıracak. Labirentleri, engelleri ve tuzakları kuşbakışı ile daha iyi görebileceksiniz.

Hayatta en iyi rota, başarı çizgisi ile kişinin mutluluk anlayışının bileşkesidir. Toplumda geçerli olan başarı kriterlerinin tutsağı olanlar ve kendi hayatını yaşamaktan vazgeçenler için başarı bir süre sonra anlamsızlaşır. Başarıyı, başkalarının geride bırakmak için değil de, kendi kendisi ile yarışmak için isteyenlerin ödülü ise daima mutluluk olur. Koşullar insanı yenik düşürdüğünde bile direncini ve mücadele gücünü koruyabilenler ve teslim olmayanlar da kendilerini başarılı sayabilir? 

 

BA?ARISIZLI?IN DOKUZ NEDENİ

Başarısızlığın aşağıdaki nedenlerinin bilinmesi ve gerekli önlemlerin alınması başarı ihtimalini yükseltir:

Kendini tanımamak: Kendi yetenek, beceri ve zaaflarını dışarıdan ve tarafsız gözle bakarcasına tespit edemediğin takdirde, hayat ve iş mücadelesine yenik başlaman kaçınılmazdır. Çünkü kendini tanıyamadığında zaaflarını giderecek, becerilerini geliştirecek yol ve yöntemleri bulamazsın. ..

Donanımsızlık: Bilgi ve beceri düzeyini sürekli olarak yükseltemediğinde başarı için kestirme yolları denemek sana tek yol gibi görünür. Bu kestirme yol, bazen başarı getirse de bu başarı kısa ömürlü olur.  Başarıya giden kestirme yolların çoğunluğu çıkmaz olduğu için duvara karşı yürümek senin zamanını çalar. 

Entelektüel kibir: Belirli bir alanda çok bilgili olan kişiler, kendi uzmanlık alanı dışındaki bilgileri küçümser. Bir mühendis, insanlar hakkında bir şey bilmediğini çevresindekilere övünürcesine açıklar. İnsan kaynaklarında çalışanlar, matematik konusundaki bilgisizliklerini göğüslerini gere gere herkese duyurur. Bu boş kibir senin olayları her yönüyle analiz etmeni zorlaştırır

Ertelemek: Yapılacak işleri hep yarına bıraktığında, sorunların büyür, engeller yolunu keser. Bugün başlayamadığın işe, yarın da başlayamazsın.

Mazeret üretimi: Başarı için mücadeleden vazgeçtiğinde sakın mazeret üretimine başlama! Ürettiğin mazeret hem seni hem de çevrendekileri çaresizliğe ve atalete sürükler. Başarısızlık için zaten bini bir para olan mazeretlerden birine sarıldığında, kendini rahat hissedersin ama başarıya giden yolu da kapamış olursun.   

Güvensizlik: Kendine, çalıştığın kuruma ve ülkene güvenemiyorsan başarısızlığa mahkûm olursun.  Güvensizliğin doğal sonucu, endişe ve korkudur. Endişenin sisli ve boğucu ortamında, olumlu işlere imza atman çok zor olur.   

Sebatsızlık:  Türkiye'de çok yaygın olan bu davranış, başarı için gerekli olan sürekliliği ortadan kaldırır. Girişimlerinde ikide bir yarı yoldan geriye döndüğünde zaman ve enerji kaybedersin. İnsanların kariyerleri boyunca verimli ve yaratıcı yeteneklerinin zirveye çıktığı bir 10 yıl vardır. Bu 10 yılı sık sık iş değiştirmekle geçirirsen, eninde sonunda başladığı noktaya dönersin ve en değerli yılların heba olur.

Vasata razı olmak: Hayat yarışında herkes ipi ilk göğüsleyen kişi olamaz tabii. Ancak kişi sahaya çıkarken daima en iyiyi ve en mükemmeli hedeflemek zorundadır. Terslikler ve aksilikler nedeniyle çoğu kez vasat bir sonuçla yetinmek zorunda kalırız. Ama sen daha daha işin başında vasata razı olursan, bu kıyasıya yarışta hep sonlarda kalırsın.     

Kırılganlık: Başarı elde edebilecek pek çok insanı, bilincinde oldukları bir zaafları ve başarısızlık korkusu engeller. Bu kişiler, herkesin kendi zayıf noktasını bildiğini düşündükleri için hep huzursuz olurlar.  Oysa sen en başarılı kişilerin bile sayısız zaafı olduğunu dikkate almalı ve bu zaafların seni yolundan alıkoymasına izin vermemelisin.  

BA?ARISIZLIK Ö?RETİCİDİR

Başarı veya başarısızlık her zaman kişinin iradesine ve yeteneklerine bağlı değildir. Bazen ortam ve koşullar, bazen de tesadüfler ve şans, başarı ile başarısızlık arasındaki çizgiyi çeker. Ancak başarısızlık kendini bilen ve güçlü insanlar için yeni bir başarı girişiminin başlangıcıdır. Başarılı olmak isteyenler, başarısızlıktan dersler çıkarıp, kendi zaaf ve eksikliklerini belirlemek zorundadır. Bunları gidermek için ter döküldüğünde bir sonraki girişiminde başarı ihtimali yükselir.

Başarısızlığın bilimsel bir şekilde analiz edilmesi ve hangi önemli yanlışların yenilgiye yol açtığının belirlenmesi, sonraki denemelerde başarıyı kolaylaştırır. Atatürk'ün Balkan Savaşı'nı ve Birinci Dünya Savaşı'ndaki muharebeleri çok iyi analiz ettiği ve gerekli dersleri çıkardığı için, Kurtuluş Savaşı'nda başarıya ulaşmasını bildi.

Başarısızlığın morallerini bozmasına izin vermeyenler, er veya geç başarıya ulaşır. Edison icatlarını, her başarısız denemeden sonra, bıkmadan usanmadan yeni çözüm yolları denemesine borçluydu.

Aşağıdaki özdeyişler başarısızlık ile başarı arasındaki ince çizginin nasıl aşılacağı konusunda önemli ipuçları veriyor:

Tecrübe, bizim başarısızlıklarımıza verdiğimiz bir addır. Oscar Wilde.

Ben hiç başarısız olmadım, yalnız yanlış yapmanın 100 yolunu buldum. Benjamin Franklin.

Seni durduran başarısızlık değil, başarısızlık korkusudur. Jack Lemmon.    

Başarısızlık işe daha akıllıca başlamak için yeni bir fırsattır. Henry Ford.

Başarısızlık öğreticidir. Düşünebilen bir insan başarılarından olduğu kadar, başarısızlıklarından da öğrenebilir. John Dewey.

Yanlış yapmakla geçirilen bir hayat, hiçbir şey yapmadan geçirilenden daha onurlu ve yararlıdır. George Bernard Shaw. 

Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil. Samuel Beckett.    

 

NEDEN OLMASIN

Başarmak fiili ?baş? kelimesinden üretilen bir fiildir. Bu fiil, eylemi başı önde götürmeyi daha ileriye varmayı ve daha önde olmayı tanımlar. Eskiden aynı anlamda kullanılan Arapça ?muvaffakiyet? kelimesi ise uyum anlamına gelen ?vefk? kökünden gelir. Günümüzde bir işi olumlu sonuçlandırmak için uyum da gerekli ama esas önemli olan kendi yolunda başı dik olarak ilerlemektir.

Her başarı öyküsü birbirinden farklıdır ama bu öykülerin başlangıç noktası çoğunlukla aynıdır. Başarı için gözünüzü hedefinize diktiğinizde ve sıradanlığa isyan ettiğinizde beyninizde hep bu iki kelime yankılanır: Neden olmasın?

Bu soruya cevap verirken kazanmanın mümkün olabileceğini düşündüğünüzde ve başarısızlığın bir kader olmadığını kavradığınızda, bu iki kelime size yeni bir dünyanın kapısını açar. Kozadan çıkıp, zamanın ruhunu soluduğunuzda ve günün bilgilerini bir öğrenme açlığı ile özümsediğinizde hedefinize doğru adım adım yaklaştığınızı fark edersiniz. Yolun sonu yaklaştığında, yüreğiniz ve gönlünüz. Ruhunuz yüzyıllardır tüm başarıların anası olan "cesaret" ile dolar.  "Cesaret Ana"nın kucağında, dünya çapındaki başarılar bile sizin için bir düş olmaktan çıkar.  Rekabet alanında göğüs göğüse mücadele başladığında ise direnç ve azim önem kazanır.

Mücadeleyi esas alan bir zihniyet ve hayat tarzı başarıyı kolaylaştırır. Başarı, daima koşullara meydan okuyan, kendini bir amaca adayan ve doğru bellediği yolda sebat edenlerin olur. İlk yenilgi sonunda, kendinizi ve başkalarını suçladığınızda, başarının o müthiş zevkini hiçbir zaman tadamazsınız.  Edilgenlik, sızlanma ve şikâyet edebiyatı ise başarı yollarınızı tıkar ve sizin kendinizi frenlemenize yol açar.

Öğrenilen her bilgi, tanıdığınız her insan ve gelecek için beslediğiniz her umut, sizi ruhunuzdaki girdaplardan, karabasanlardan ve kör kuyulardan kurtarır. Düşünerek, üreterek ve verimliliğinizi yükselterek, duygularınızdaki kilitlenmeleri açarsınız.   

Tabii her mücadele öyküsü bir "mutlu son"la, bir başarı ile bitmez. Bazen tüm yollar kapanır ve geçit vermez.  Aksilikler ve yol kazaları, sizi başarının yörüngesinden çıkarabilir. Bilginizin ve enerjinizin tükendiğini hissettiğinizde çaresizlik ve umutsuzluk ruhunuzu sarabilir. Dehlizler ve labirentler içinde kaybolabilir, bazen ilk başladığınız yere dönersiniz?

Olsun! Siz her şeye rağmen yolunuza devam ettiğinizde içinizi bir dinginlik kaplar. "Elimden geleni yaptım" demenin huzuru sizi rahatlatır.  Son dakikaya kadar mücadele etmenin onuru, sizi başarıya ulaşmış kadar mutlu eder. "Belki de önemli olan başarının kendisi değil. Başarı için verilen mücadele ile hayatı dolu dolu yaşamış olmak da güzel." diyebilirsiniz.

Başınızı dik tutabildiğiniz takdirde, hangi yaşta ve durumda olursanız olun gözünüzü yeni bir hedefe, yeni bir başarı umuduna dikebilirsiniz?