Başarının sırrı uyumdan geçer

Dünyanın en ünlü basketbol oyuncularından Michael Jordan'ın 7 yıl boyunca NBA'in en skorer oyuncularından biri olmasına rağmen takımı Chicago Bulls'un hiç şampiyon olamadığını biliyor muydunuz? Michael Jordan, bu dönemde bazen bir maçta 66 basket

Dünyanın en ünlü basketbol oyuncularından Michael Jordan'ın 7 yıl boyunca NBA'in en skorer oyuncularından biri olmasına rağmen takımı Chicago Bulls'un hiç şampiyon olamadığını biliyor muydunuz?

Michael Jordan, bu dönemde bazen bir maçta 66 basket atıyordu; ama yine de bazen takımları yeniliyor; bazen de şampiyonluğu kaçırıyordu. Michael Jordan çok yetenekliydi ve çok akıllıydı; ama bu, takımının şampiyon olmasına yetmiyordu. Dolayısıyla Jordan şampiyon olamayan bir takımda ligin belki de en yetenekli oyuncusuydu. Sonunda Michael Jordan, kendi yeteneklerini bilemekten ve kullanmaktan daha önemli bir şey olduğunu anladı. O da takım arkadaşlarının yeteneklerinin bir uyum içinde kullanılmasıydı. Bir maçta kendi attığı toplam sayıyı düşürmek pahasına, arkadaşlarının attığı sayıyı yükseltmeliydi. Eğer arkadaşlarının performansı yükselecek olursa şampiyon olabilirlerdi ve gerçekten oldular. ?ampiyon olmakla kalmadılar üç kez üst üste şampiyon oldular.

Bir otomobil düşünün, öyle bir far tasarımı var ki, hiçbir arabada yok. Müthiş bir görünüm, müthiş ekonomik, müthiş ölçüde sağlam. Ancak arabanın diğer bölümleri ortalama bir araba kadar ya da belki biraz daha iyi. Dışarıdan biri bu arabayı gördüğünde ilk, farlarını fark edecektir. Bununla birlikte, farın dışındaki bölümler zayıf ve kalitesiz bulunacaktır. Dolayısıyla önemli olan otomobilde farın dışındaki unsurların kalite ve potansiyelleri anlamında doruğa çıkmalarıdır.

Aynı örneği insanlara taşıyalım; üniversitede 25 öğrencili bir bölüm düşünün ya da bir şirketin 15 çalışanlı bir bölümünü. Her iki bölümde de eğer çok yetenekli biri varsa ve öne çıkan tutumuyla başarılı oluyorsa bu genel olarak bölümü olumsuz etkileyebilir. İnsanlar gölgede kalmaktan rahatsız olabilir. Bir de eğer bir karar almak isteniyorsa bu çok yetenekli ve akıllı kişi büyük olasılıkla fikriyle öne çıkacaktır; diğerleri de bu durumda ezilebilir. İster istemez bir çatışma olabilir. Bu tür bir durumu önlemenin yolu, bu yetenekli ve akıllı kahramanımızın ukala, kibirli ve kendini beğenmiş olmayan bir tavırla, diğerlerine, kendi potansiyelleri ve amaçları doğrultusunda gelişmelerine yardım etmesidir. Bu dahi kabul olmayacaktır; çünkü birçok insan yardım dahi kabul etmeyecektir. Dolayısıyla daha büyük bir uyumun başlangıcı için, bu yetenekli insanın zaman zaman kendini geriye çekmesi gerekecektir.

Günlük dilde söylersek, birçok grup 'çıkıntılık' yapanlardan hoşlanmıyor; bu çıkıntılar üstün yetenekli ve çok akıllı olsalar da. Birlikte çalıştığımız insanlarla uyum içinde olduğumuzda, onların gelişmesine ve başarılı olmasına yardım ettiğimiz zaman onlarla birlikte ilerleyebiliyoruz. Dolayısıyla bazen taviz vermek gerekiyor. Nereye kadar taviz verebiliriz? İlişkilerde ve taviz konusunda sınırı, özümüz oluşturuyor. Özümüzü kaybetmemek şartıyla uyumlu olmak adına bazı şeylerden vazgeçilebilir.

Mutlu bir yaşamın sırrı, paradan puldan çok, uyumdan geçiyor. İçinde bulunduğumuz dünyada amaçlarımıza ulaşmamız, diğer insanların desteğine bağlı. Birçok örnekte onlardan destek görmemiz de, bizim onları desteklememiz ve onlara uyum göstermemizle ilgili.

Aklınıza "Peki nasıl çok yetenekli oluruz?" sorusu takılmış olabilir. Çok yetenekli olmanın formülü basit: Herkesten çok ve akıllıca çalışmak. Güzel sanatlar konusunda genetik yatkınlık da önemli bir girdi olabilir.