Besan Demirel, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 60 yıllık öğrencisi. 1946'da Ankara Hukuk Mektebi'ne giren Demirel, ilk yılın sonunda fakülteye yatay geçiş yapmış.

3. sınıfa kadar başarılı bir öğrenciyken, 'askerliğin süresi uzatılacak' haberini alınca fakülteyi bırakmış. Demirel'in okul hayatındaki ikinci kırılma, düğün günü olmuş. 16 Haziran 1958'deki nikah tarihine denk gelen sınav, öğrencilik hayatını 80 yaşına kadar uzatmış. Bu süre içinde her yıl okula düzenli kayıt yaptıran aynı zamanda iş hayatına atılan Demirel, bazen yargı kararlarıyla bazen okul kaydını dondurarak üniversite hayatına devam etmiş. Besan Demirel, emeklilikten sonra okulu bitirmeye karar vermiş. Önünde tek ders engeli var. Eylül ayındaki finallerle icra hukuku sınavını verip mezun olmayı ümit ediyor. Avukatlık stajını ise hocası Doç. Dr. Abdurrahim Karslı'nın yanında yapacak.

80 yaşındaki Besan Bey, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin en yaşlı öğrencisi. Neredeyse bütün hayatı fakültedeki mücadelesiyle geçmiş. Hikayesine, babasının avukat olduğunu hatırlatarak başlıyor. Kendisi de liseyi bitirince Ankara Hukuk Mektebi'ne kayıt yaptıyor. İkinci sınıfta İstanbul Hukuk Fakültesi'ne geçiyor. Sebebini ise; 'İstanbul Hukuk, beynelmilel (uluslararası) diye geldik. Ankara Hukuk Mektebi yüksekokul gibiydi. İstanbul'dan mezun olmak çok ayrı bir şeydi.' diye açıklıyor.

Demirel, 1951 yılında 4. sınıfa geçtiği sırada kanun değişikliğiyle askerliğin uzayarak 1,5 yıl olacağını duyuyor. Babasının telkinleri sonucu okulu bırakarak askere gidiyor. Döndükten sonra her yıl harç ödeyip kayıt yaptırıyor; ama bir türlü diplomaya ulaşamıyor. 1980'de çalıştığı bankadan emekli olduktan sonra tekrar üniversite sıralarına dönüyor. Diğer öğrenciler gibi derslere devam etmeye başlıyor. Ancak Besan Demirel, değişen dersler ve yönetmelikler gerekçe gösterilerek tekrar ikinci sınıfa döndürülüyor. Sınav sisteminin zaman içinde sürekli değişmesinden yakınan Demirel, 'Yönetmeliklerin yenilenmesi bizim aleyhimize oldu. Eskiden belli puanı alırsak bazı derslerden muaf oluyorduk. Bu sistem kaldırıldığı zaman hâlâ öğrenci olduğum için o dersleri almak zorunda kaldım.' diyor.

Profesörü mahkemeye verdi

Eski sınıf arkadaşları olan profesörlerin de desteğiyle üniversiteye dönen Demirel, idare hukuku dersiyle uzun süre uğraştığını şöyle anlatıyor: 'İdare Hukuku Profesörü Lütfü Duran'ı mahkemeye verdim. Sınavlara çalışıyordum, giriyordum, bir türlü geçirmiyordu. Bu şekilde beş sene mücadelemiz oldu. Davayı kazanıp, mahkeme kararıyla başka bir hocanın imtihanına girerek dersi geçtim.'

Ayrıca, üniversite Demirel'e dava sonucu 50 milyon lira para cezası ödemek zorunda kalıyor. İkinci sınıftaki dersi verdikten sonra üçüncü sınıfı sorunsuz geçen Demirel, dördüncü sınıfa geldiğinde İcra Hukuku ve Medeni Usul Hukuku dersleriyle başı belaya giriyor. Burada da yönetmeliklerin kurbanı olan Demirel, müfredattan çıkarılıp eklenen dersler yüzünden büyük kayıp yaşıyor. 'Benim de suçum oldu, ama bunlar hep talimatnamelerin değişmesi sonucu.' eleştirisinde bulunan Besan Bey'in, İcra Hukuku dersinden kalması da hayli ilginç: '16 Haziran 1958 benim evlenme günümdü. Bana o gün için İcra Hukuku imtihanı koymuşlar. Bir tarafta evlilik bir tarafta imtihan. Öğrenci işlerine gittim, 'bakın bugün evleneceğim. Bugüne imtihan koymuşsunuz.' dedim. Değiştirmediler. Senelerce icra imtihanına giremedim.'

Kaydını dondurup hocanın emekli olmasını bekledi

Profesör Saim Üstündağ'a kızan Demirel, okul kaydını tekrar Ankara Hukuk Fakültesi'ne aldırmak istiyor; ancak başaramıyor. Bunun üzerine Profesör Üstündağ'ın emekli olmasını beklemek için okul kaydını donduruyor. 2004'te okula dönen Demirel, '?imdi gençlerin eline kaldık, bakalım mezun edecekler mi?' sorusunu yöneltiyor.

Atatürk'ün İstanbul Hukuk Fakültesi'ne getirdiği yabancı hukuk hocalarından, Mustafa Reşit Belgesay, Sıddık Sami Onar, Orhan Aldıkaçtı, Sulhi Dönmezer, İlhan Postacıoğlu gibi birçok hukuk duayenlerinden ders alan Demirel, 60 yıldır ödediği harçlarla güzel bir ev alınabileceğini belirtiyor. 'Hata hep hocalarda değil, yeterli özeni göstermedik.' özeleştirisini yapan Demirel şöyle konuşuyor: '?imdi belki emekli Yargıtay üyesiydim, belki de 12 yıllık emekli profesör. ?imdi söylemek gibi olmasın, profesör olan arkadaşlarım kadar iyiydi derslerim. Mesela fakültenin öğretim üyesi rahmetli Prof. Dr. Aytekin Atay sınıf arkadaşımdı. Askere gittiğime değil, Ankara'dan geldiğime pişmanım.'

Üniversitenin 60 yıllık öğrencisi olduğu için kendisine plaket verilmesi gerektiğini esprili bir dille anlatan, Besan Demirel, 80 yaşında olmasına rağmen diğer öğrencilerden geri kalmıyor; okulun sosyal etkinliklerine, öğrenci kamplarına bile katılıyor. Eylül ayında İcra Hukuku sınavına girip mezun olmayı ümit ederken, avukatlık stajını dersin hocası Doç Dr. Abdurrahim Karslı'nın yanında yapacak.

'Merhuma hakkımı helal etmiyorum'

Besan Demirel, yıllarca kendisini sınıfta bırakan hocalardan da ilginç bir şekilde intikam almış. 5 yıl mücadele ettiği İdare Hukuku Profesörü Lütfü Duran'ın cenazesine giden Demirel, imamın 'Merhuma hakkınızı helal ediyor musunuz?' sorusuna cemaat içinden 'Etmiyorum.' diye cevap vermiş. Lütfü hocanın kendisiyle çok uğraştığını dile getiren Demirel yeni hedefini seçmiş: '?imdi İcra Hukuku hocası Saim Hoca'nın da cenazesine gidip, 'hakkımı helal etmiyorum.' diyeceğim.'