İlhami, Robert Weverka'nın Belalılar isimli kitabını arıyordu. Ne var ki, kitap 1970'lerde basılmıştı ve piyasada yoktu.

Tek çaresi eski kitap satıcılarında aramaktı. Bir ara Devlet Kütüphanesi'nde kitabı bulmuştu; ama öyle bir ciltlenmişti ki, fotokopisini almak imkansızdı. Çocukluğunda okuduğu bu kitaba yeniden sahip olmak istiyordu. Bu kitabı ararken sayısız kitapçıya girdi ve aklında olmayan birçok kitabı aldı. İstanbul'da bu kitabı bulmak için her cumartesi bir ilçeye gidiyor ve o ilçenin eski kitapçılarını arıyordu. Bu sayede İstanbul'u da iyice öğrenmişti. İşi dolayısıyla küçük şehirlere gittiğinde, mutlaka şehirdeki sahaflara gitmeye çalışıyordu. Artık kitabı bulma fikri ona düzenli bir faaliyet vermişti. Kitapçıları bulma çabası onu insanlarla konuşturuyor ve dostluklar başlatıyordu. Bu kitapçılardan birinde bir kızla tanıştı ve Eda neden bu kitabı ısrarla aradığını zarifçe sordu. İlhami'nin cevabını dinledikten sonra "Muhteşem iki kitap okumak isterseniz La Mancha'lı Asilzade Don Quijote ile Ahmet Mithat Efendi'nin Çengi'sini tavsiye ederim. Don Kişot'un kısaltılmış versiyonunu değil, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkmış olanını okumak daha iyi olacaktır. Ama sakın Jale Parla'nın yazdığı önsözü ilk başta okumayın. Kitap bittikten sonra okursunuz." dedi. İlhami şaşırmıştı. Hemen eski kitapçıya bu iki kitabın olup olmadığını sordu. Ahmet Mithat Efendi'nin Çengi'si vardı. Kitabı hemen aldı. Sonra da bu genç hanıma "Kitabı benim için imzalar mısınız?" diye sordu. Eda da kitabı imzaladı. Kitabı okuduktan sonra 'Size e-posta atabilir miyim?' diyerek, Eda'nın e-posta adresini de aldı. Don Kişot'u bulmak için epeyce bir arandıktan sonra büyülenmiş bir şekilde Eda'ya, "Bana hayatımın en büyük yolculuğunu hediye ettiniz." diye bir e-posta attı. Kitaplar hakkında epeyce bir yazışmadan sonra evlenmeye karar verdiler.

* * *

Ayla'ya bir arkadaşı Anthony Hopkins'in başrolünü oynadığı Instinct (İçgüdü) isimli filmi tavsiye etmişti. Bir sürü DVD ve VCD satıcısı gezdiği halde filmi hiçbir yerde bulamadı. İnsanlar küçük ayrımları da anlamıyorlardı. Gittiği dükkanlarda habire 'Basic Instinct' isimli filmi çıkarıyorlardı. Bu ise hiç alakası olmayan, tamamen başka bir filmdi. Instinct'i bulamadıysa da birçok başka harika film buldu. Bunlardan bir tanesi bir çocuk filmiydi. 'Because of Winn-Dixie', küçük bir yardım hareketinin tüm bir ilçenin yaşamını değiştirebileceğine ilişkindi. Bir başka muhteşem film, 'The Terminal' idi. Adı Zafer Yolu olarak Türkçeleştirilmiş 'Sea Biscuit' hepimizin ikinci bir şansa ihtiyacı olduğunu söylüyordu. Ayla'nın bulduğu en ilginç ve en çarpıcı film ise 'Maldonado Miracle' olmuştu. Selma Hayek'in yönettiği bu film, onun yaşama bakış açısını olduğu gibi değiştirmişti. Ayla, 2006 sinema sezonunda çok popüler olan 'Babam ve Oğlum' isimli filme gitmeye çalışırken bilet bulamamıştı ve onun yerine 'Karagöz ve Hacivat Neden Öldürüldü?' isimli filme gitmişti. Bu film herhalde son beş yıl içinde yapılmış en muhteşem Türk filmiydi. Sonradan izlediği 'Babam ve Oğlum' da bu fikrini değiştirmedi. Ayla hâlâ 'Instinct' arıyor.

* * *

Serpil, koleksiyon yapmıyordu. Ama koleksiyon yapmaya çalışan iki arkadaşına yardımcı olmaya çalışıyordu. Bunlardan biri, misket koleksiyonu yapıyordu; diğeri ise kitap ayracı. Serpil, bir şey aramanın insanı beklenmedik hediyelerle karşılaştıracağını biliyordu. Koleksiyoncu arkadaşına misket ararken birçok değişik kırtasiye dükkânına girmişti. Küçük şehirlerde misketlerin hırdavatçı dükkânında satıldığını keşfetmişti. Bir de sokaklarda misket oynayan çocukları izliyordu. Onlardan misketlerini bir kitap karşılığında almayı teklif ediyordu. Böylece bir sürü çocukla dostluk kurup onlara edebiyat klasiklerini hediye veriyordu. Bir koleksiyona girecek sıra dışı ayraç bulmak çok daha zordu. Yayıncıların bastıkları ayraçlar, matbuattı ve ilginç değillerdi. Serpil'in aklına el sanatlarıyla uğraşanlara, "Sıra dışı bir ayraç yaparsanız, bir gün bunlar sergilenebilir." diye teklifte bulunmak geldi. Böylece Serpil, birçok el sanatkarıyla tanıştı ve dost oldu. Arkadaşının da bir sürü, sıra dışı kitap ayracı...