Diyelim ki, çevrenizde saygı duyduğunuz bir insan soyut ya da somut bir konu anlatıyor; konuyu açıklamak için örnekler veriyor ya da vermiyor.

Kafamıza konuyu, fikri ya da bilgiyi yerleştirmek için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri verilen örneklerin dışında, bu konu için geçerli bir örnek bulmaktır.

Bu kişinin şöyle bir cümle söylediğini varsayalım: "İnsanlarla ilişkilerde hem sert hem de yumuşak olmalı." Bu cümle aklınıza yatar gibi oldu; ama yine de emin olamadınız. Hem bu cümlenin geçerliliğini ölçmek, hem de hatırlamak için yapabileceğiz şeylerden biri, birkaç örnek düşünmektir. Örneğin, aklınıza yılan geldi. Yılan, yaşamının tamamını yumuşaklıkla geçirir. Kemiksiz bir hayvan olan yılan, yumuşak hareketlerle ilerler; ancak bir tehdit karşısında ya da karnını doyurmaya karar verdiği anda sertleşir. Öyleyse yaşamda süre olarak yumuşak olduğumuz zaman daha fazla, sert olduğumuz zaman daha az diye düşünebilirsiniz. Ama bir örnek daha bularak kontrol etmek istediniz konuşulanları; 'yılanın kemiği yok' derken, aklınıza insan vücudu geldi. İnsan vücudunun tamamı kaslarla kaplı. Ancak bu kaslarımızın tamamı yumuşak; en başta ayak tabanlarımız, yüzümüzün çok önemli bir kısmı ve vücudumuzun çok önemli bir bölümü. Vücudumuzun sert bir bölümü yok mu? Var; her yumuşak dokunun altında kemik var. Oradan da şöyle bir sonuca varabilirsiniz; tüm ilişkilere yumuşaklıkla başlamalı; ama sonra kemik gibi katı duracağımız ana prensipler ve kurallar olmalı. Acaba gerçekten de böyle mi yaşam; yani çoğu zaman yumuşak ve nadiren sert mi olmalıyız? İyice sert bir cisim hayal etmeye çalıştınız ve aklınıza çekiç geldi. Çekicin her yeri sert. Sonra düşündünüz ki, çekicin ana işlevi vurmak. Yastık ise her yeri itibarıyla yumuşak. O zaman dediniz ki, yumuşak ya da sert olmak işleve bağlı. Hangi amaca ulaşmak istiyorsak ona hizmet eden tarz hangisiyse onu kullanmak lazım. Ancak yine de yılanın, insan vücudunun canlı, yastık ve çekicin cansız olduğunu düşündünüz. Sonunda şöyle dediniz; canlılar için ilişkilerde daha geniş zaman dilimlerinde yumuşak ve gerektiğinde sert olmak uygun. Acaba bu yazının genel olarak getirdiği yargı doğru mu? Yazı ne diyor: 'Bir bilgiyi / önermeyi aklımıza yerleştirmek için resimleyen örnekler bulmak, onu sorgulamamıza imkan verdiği gibi onu unutulmaz kılar.'

Diyelim ki bu cümleyi Sertaç, Feyza isimli arkadaşından duydu ve geçmiş deneyimleriyle sorgulamak istiyor. Hiç unutamadığı bir sözü aklına getirdi: "Aklı olan, aklını; daha akıllı olan başkasının aklını da kullanır." Sertaç'ın Hakan isminde bir arkadaşı vardı; çok başarılı ve bilgili olduğu halde; onu sürekli uzmanlığı olan insanlara danışırken görürdü. Kendini bilgili kabul eden insanların çoğu, başkalarına hiç danışmazken Hakan sürekli akıl danışıyor; aklını kullanıyordu. Sertaç'ın babası karar alırken uzmanlığı olan insanlara hiç sormazdı; örneğin Sertaç yatırımcılık ve girişimcilik konusunda doktora derecesine sahip olmasına rağmen, babası kendi işletmesini yönetirken hiçbir zaman oğluna akıl danışmamıştı. Sertaç, Feyza'nın önermesini iki örnekle test etmişti ve bu örnekler bu bilgiyi onun aklında unutulmaz kılmıştı.

Herhangi bir meseleyi ya da mesajı anlamak için aklımızı bir laboratuvara dönüştürüp bu şekilde örnekler, resimler çizdiğimizde hem konuyu iyice anlamamız, hem de unutmamamız mümkün görünüyor.

Bugün çevrenizden duyacağınız fikirleri / bilgileri bu şekilde resimleyen örneklerle test etmeye ne dersiniz?