14 Mayıs Anneler Günü. Bizi dünyaya getiren duyduğumuz ilk sesin, ilk bakışın, ilk kokunun, ilk dokunuşun sahibi annelerimizin günü.

Fedakar, şefkatli, azimli, sabırlı, başarılı... Mutlaka hepiniz sorulduğunda, annenizi bu sözcüklerle tarif edersiniz. Öyledir de aslında. Çünkü onların ömrü fedakarlıkla geçer. Bizi büyütmek için bin bir türlü zahmete katlanırlar. Tabir-i caizse yemez yedirir, giyimez giydirirler. Kim bilir nice anlatmaya değer anne hikayeleri vardır dünya üzerinde. Biz de saklı kalmış dünyasında yeni bir yaşama merhaba diyen, yaşına çevresine aldırmadan idealleri peşinde koşan ve bin bir zorluğu aşarak hedeflerine ulaşan bir anneden bahsedeceğiz size. Üç çocuğuna bakarken, diğer taraftan üniversiteyi birincilikle bitiren 41 yaşındaki Sevgi Balcı'dan...

İstanbul'da doğup büyüyen Sevgi Balcı'nın yaşamı liseyi bitirdiği 1980 yılında değişti. Öğrenci olaylarının yaşandığı o yıllarda çok istediği İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü kazanmıştı. Babası ?Bu ortamda üniversiteye gitmen imkansız.? dediğinde, bütün hayalleri yıkıldı. Tarih öğretmeni olmak amacıyla girdiği bölüme sadece iki ay devam edebildi. Bundan sonrası için iki seçeneği vardı. Ya yurtdışındaki abisinin yanına gidecek ya da evlenecekti. Yaşı tutmadığı için yurtdışına çıkamayınca evlenmek zorunda kaldı. Aradan geçen yıllar ona 3 çocuk verdi. Ama talihsizliği peşini bırakmıyordu. 20 yıl aynı yastığa başkoyduğu eşinden ayrıldı. Çocuklarıyla tek başına yaşam mücadelesi veren Balcı, geçinebilmek için dikiş-nakışla uğraşmaya başladı. Yaşadığı sıkıntılara bir de oğlunun hastalığı eklendi. Yine de yılmayan Balcı, abisinin desteğiyle içinde kalan ukdeyi hayata geçirmeyi başardı. Ve 19 yaşında yarım bıraktığı üniversite eğitimine 37 yaşında geri döndü.

Sevgi Balcı, şimdi yıllar önce kazanıp da okuyamadığı fakülteyi birincilikle bitiren ve yüksek lisans yapan başarılı bir öğretmen adayı. Boşandıktan sonra kendine yeni bir hayat kurmaya karar verdiğini söyleyen Balcı, ?Aslında ilk etapta okumayı istemedim. Çünkü küçük yaşta çocuğum vardı. Ama abim, ?Okusaydın bölümünü başarıyla bitirirdin' diyerek, beni motive etti.? diyor. 2000 yılında çıkan afla bölümüne yeniden kayıt yaptıran Balcı, okuldaki ilk gününü ise şöyle anlatıyor: ?Derse girdiğim ilk gün çok utandım. Çünkü sınıftakilerin hepsi çocuğum yaşındaydı. ?Yıllardır iğne, iplik tutan ellerim nasıl not alacak?' diye endişelendim.? Lise yıllarında başarılı bir öğrenci olan Balcı, aynı başarıyı üniversiteye de taşıdı. İlk zamanlar hocaların anlattıklarını not almakta zorlanırken, kısa bir süre sonra yazdığı notları arkadaşlarına dağıtmaya başladı. Sınıf arkadaşlarıyla çok iyi ilişkiler kurduğunu dile getiren Balcı, kendisine ?Sevgi Abla' diye hitap edildiğini belirtiyor ve ekliyor: ?Sık sık evime gelirler. Öğretmenliğe atananlar bile hâlâ beni arıyor.? Geçtiğimiz şubat ayında yüksek lisansını başarıyla tamamlayan Balcı, öğretmenlik yapamayacağı için üzülüyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: ?Sırada çalışmak var ama şimdilik imkansız görünüyor. Geçen sene yaş sınırı var diye KPSS'ye girmedim. Bu sene kalkmış ama yine de girerem. Çünkü hasta çocuğumla ilgilenmek zorundayım.? Balcı, şu an evde boncuk işi yaparak kazandığı aylık 150-200 YTL ile geçimini sağlamaya çalışıyor. Kendisi gibi sıkıntılar yaşayan kadınlara ise şu tavsiyelerde bulunuyor: ?Birçok kadın boş işlere vakit harcıyor. Günlerde, çaylarda zaman geçiriyor. Oysaki yapılabilecek o kadar çok yararlı şey var ki. Kitap okumak gibi.?